GELECEĞİN ŞİFASI
Geleceğin temel şifa tekniklerinden birisi, şifacının belli enerjileri saptadığı amaçlara nasıl yönlendireceğini öğrenmesini gerekli kılacaktır. Bunu yaptığında şifacı eterik düzeyler üzerinde belli bir ölçüde kontrol kazanacak ve bu da onun fiziksel bozuklukları iyileştirebilmesini mümkün kılacaktır. Dolayısıyla şifa sadece fiziksel bir doğadan kaynaklanmak zorunda değildir. Çoğu zaman psişik yenilenme fiziksel iyileşmeye paralel, otomatik olarak gerçekleşecektir.
Gerçek bir ezoterik şifacı, hastalarının madde ötesindeki durumundan haberdar olacağı bir safhaya ulaşacaktır. Artan hassasiyetiyle hastanın ihtiyaçlarını ve durumunu süptil olarak algılayabilir hale gelecektir. Bu koşullar altında tepkileri de otomatik ve sezgisel olmakla birlikte bu tepkiler aynı zamanda daha güvenilir de olacaktır.
İdeal bir şifacı ne sadece içsel ne de sadece dışsal unsurlara dayanmalıdır. Temel olarak, bilimsel ve teknik bir modern bilim bilgisine sahip, nitelikli ve sadık bir tıp uygulamacısı olduğu gibi, iyi bir psikolog ve aynı zamanda da eterik dünyanın enerjilerinden nasıl yararlanacağını bilen bir ruhsal şifacı olmalıdır.
Yukarıda bahsettiğimiz nitelikler tek bir kişide nadiren bulunur, dolayısıyla farklı eğilimlerdeki şifacılara çabalarını birleştirmeleri ve fiziksel, psişik ve zihinsel şifacıların çabalarını hastanın iyileşmesi adına bir araya getirdikleri gruplarla birlikte çalışmaları tavsiye edilir.
Grup şifasında amaç şu fonksiyonları koordine etmektir:
• Akademik doktor, endokrinolog ve cerrah
• Psikolog, nörolog ve psikiyatrist
• Çeşitli niteliklerde mental (zihinsel) şifacılar. Bunlar genelde “Yeni Düşünce İşçileri” olarak sınıflandırılırlar
• İnsanların ruhlarına ulaşmayı amaç edinen eğitimli ezoterik (içrek) kişiler
Hastanelerin bu tıbbi tedavilerin çeşitli safhalarını mükemmel bir işbirliği içinde yapılabilmesine elverdiği zamanların geleceği tahmin edilmektedir.
Doğal yeteneğin etkili bir pratik ifadeye dönüşmesi böyle bir kendini adama haliyle gerçekleşir. Her inisiye otomatik olarak bir ruhsal şifacıya dönüşür çünkü enerjileri yönlendirmeyi öğrenmektedir; bunun altında yatan düşünceyse şudur; “enerji farkındalığı izler.”
Yolunda ne kadar ilerleyebilirse merkezlerin giriftliği ve enerjilerin, güçlerin yönlendirmesiyle şuurlu olarak o kadar az ilgilenecek, bunun yerine sezgisel olarak hissedecek ve doğru fonksiyonu otomatik olarak gerçekleştirecektir.
Her ne kadar ilk safhalarda ustalıktan yoksun da olunsa, etkin bir zihinsel kontrole erişen ve kişisel olmayan bir insan sevgisinden ilham alan her kişi bir süre sonra hizmet etme dürtüsüyle harekete geçecek ve devamında da şifacıya dönüşecektir. Bir şifa grubuna katılmak ve nitelikli bir liderin rehberliği altında deneyim edinmek, üretken bir çalışma yapma olanağını artıracaktır.
İlave olarak, bir grubun birlikte gösterdiği çabalarla doğal olarak tek başına çalışanlara göre çok daha güçlü enerjiler üretilecektir.
Yeni Çağ’da şifacının çalışması, günümüz doktorlarının çalışmalarına göre çok daha basit olacaktır. Şifacı için vazgeçilmez olansa, daha sonra hastalarına aktaracağı Sevgi Enerjisi’nden bolca beslenmesidir.
Sevgi Enerjisi’nin güçlü, şifa veren nitelikleri genellikle fark edilmez ve dolayısıyla da ihmal edilir. Şifacının hastaya olan yaklaşımı ve onunla olan ilişkisi bu yüzden öncelikle sevgiyle ve iyi niyetle gerçekleşmelidir, bu yaklaşımla, daha yüksek şifa enerjileri için kanal görevini üstlenme yolu açılacaktır.
Geleceğin şifacısı daha az detaylı bir akademik ve teknik bilgiye gereksinim duyacaktır çünkü nitelikleri daha esaslı bir doğaya ait olacaktır. Enerjilerle ve bunların dağıtım noktalarıyla, yedi merkezle ilgilenecek, hastalıklı organların detayları ile çok fazla uğraşmayacaktır. Dolayısıyla da fonksiyonları akademik eğitime dayalı olmaya nazaran büyük oranda sezgisel ve ruhtan ilhamlanan türden olacaktır.
Alıntıdır