10628438_762982283747715_4192761178538651204_n

KÂHİNLER KONFERANSINDAN NOTLAR

10-12 Ekim 1997 tarihleri arasında Hawaii’de düzenlenen Kâhinler Konferansı’nda  “Dünya Dışı Varlıklarla Temas”  başlıklı panele katılanlar arasında eski astronot Edgar Mitchell, Dr.Teven Greer’ de vardı. Bu panelin açılış konuşmacısı ise emekli bir ordu subayı olan Robert O’Dean idi. 1963 yılında, Avrupa Müttefikler Komutanı General Lyman Lemnitzer’in komutasındaki Avrupa Müttefik Güçleri Yüksek Karargâhının savaş odası olan Yüksek Operasyonlar Karargâhı Merkezine atandığında, NATO’nun kalınlığı otuz santimi bulan detaylı UFO raporunu okuduğunu iddia etmekteydi.

İddialara göre, NATO 1960’lı yıllarda UFO’ların gerçek olduğunu, dünya dışı varlıkların kökenini ve onların dünyayı ziyaret ettiğini ifade eden gizli bir rapor yayınlamıştır. Bu sıra dışı raporun, Paris’in hemen dışında konuşlanmış olan NATO’nun komuta merkezinden çıktığı söylenmektedir. İşte Robert O’Dean ’in açılış konuşmasının metni:

“İlk olarak size, bu panelde bulunduğum, sevdiğim ve saygı duyduğum ve yıllar boyunca hayran olduğum insanların yanında oturduğum için gerçekten şeref duyduğumu söylemeliyim. Solumdaki bu bey (Edgar Mitchell’i kastediyor) gerçek bir Amerikan kahramanıdır. Umarım bu hafta sonu hepiniz onun elini sıkma şansını elde edecek ve yaptıkları için ona teşekkür edeceksiniz.

Bizler dünya dışı varlıklarla temas hakkında konuşacağız ve bu akşamın ve bu hafta sonunun esas konusunun bu olduğunu görüyorum ama nasıl temas kuracağımız konusunu işlemeyeceğiz. Çünkü bizler birkaç bin yıldan beri temas halindeyiz. Bu konuya yaklaşımım ve bu konu hakkında yaptığım araştırmalara göre söyleyebilirim ki, bizler yalnız değiliz ve hiç yalnız olmadık.

Tarihin başlangıcından bu yana, insan ırkı ve yıldızlardaki ailemiz ve dostlarımızla içten dediğim bir ilişki içinde olduğumuz sonucuna vardım. Buna dair kanıtlar oldukça güçlüdür. Temastan konuşmak yerine, bu akşam, sizleri başka bir kelimenin tanımına tekrar bakmaya davet ediyorum.

Eski Webster Oхford Sözlüğü’ne baktım ve “kıyamet” sözcüğünün gerçek anlamını buldum. Yahudi,  Hıristiyan ve İslam inancıyla yetiştirilen birçoğumuz, “kıyamet” sözcüğüne korkutucu, ürkütücü bir şey olarak kabul ederiz. Kıtlık, savaş, salgınlar getiren mahşerin dört atlısı. Bu dört atlı, son on bin yıldır at koşturuyorlar.

Ama sözcüğün Yunanca kökenine inersek,  örtüsünü kaldırmak, açıklamak, ortaya çıkarmak anlamına geliyor. İşte bayanlar ve baylar, bugün ve önümüzdeki yıllarda yüz yüze geleceğimiz şey budur. Sözcüğün tam anlamıyla, bizler, bir tür ve bir ırk olarak, kim olduğumuzla, ne olduğumuzla, buraya nasıl geldiğimizle, neden burada olduğumuzla ve nereye gittiğimizle ilgili bilginin üstündeki örtüyü kaldırmak, bu bilgiyi keşfetmek işi ile yüz yüzeyiz.

Karşısında durduğumuz ve dünyayı temellerine kadar sarsacak olan şey budur. Bu keşif, gizli olanın bu şekilde açığa çıkarılışıdır. Aslında bizler kıyametin ortasındayız ve önümüzdeki yıllarda dünyayı tam anlamıyla sarsacak gerçekler ortaya çıkacaktır.

Amerikan halkının, buna hazırlanmış olduğunu sanmıyorum. Bu gezegendeki insanlığın buna hazır olduğuna da inanmıyorum. Bu durumun birçok sebebi var. Eski bir emekli asker olarak hükümete ateş püskürüyorum çünkü hükümetlerimiz, bizi olmakta olan şeye göre eğitme işini ele almadılar.

Ama zaten bu eğitim işinde hükümetimize güvenebileceğimizi sanmıyorum. Bizler, kendimize ve birbirimize güvenmeliyiz. Bu panele katılanlardan bazılarının dediği gibi,  yanıtlar gerçekten de içimizdedir. Kim olduğumuzu, niçin burada olduğumuzu, nereye gittiğimizi bir kere kavrarsak, bu hakikat bizi gerçekten de özgür kılacaktır.

Bizler, bir süredir, meclisimiz içinde söylediklerimizi işiten kulakların bulunması için çaba göstermekteyiz. Bu konunun, başından beri olması gerektiği biçimde, Amerikan halkınca seçilmiş temsilcilerin elinde olmasını istiyoruz. Ama maalesef Ed Mitchell’in de belirttiği gibi bu konu başka birilerinin elindedir. İşte bu durum, değişmelidir.

Konuşmamı bitirirken, önümüzdeki yıllara korkmadan, korku ve endişe duymadan, kötü bir şeyler olacağı beklentisi içinde olmadan yaklaşmanızı diliyorum.  Yeni bir çağın, yeni bir zamanın, yeni bir başlangıcın başında olduğumuzu anlamınızı isterim.

Amerikan halkına inanıyorum. Bu gezegenin insanlarına inanıyorum. İnsan ırkının bir üyesi olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Bayanlar ve baylar,  bizler kesinlikle muhteşem bir geleceğe doğru gidiyoruz. Tanrı hepimizi korusun. Teşekkür ederim.’’

Kaynak: Astroset

 

 

Hakkında Çiğdem Sarıgül

1969 yılında Almanya' da doğdum. 1996 senesinden beri Antalya' da özel bir hava yolu şirketinde çalışıyorum. Kendimi bildim bileli bu evrendeki gerçek rolümüzü, gerçekten nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi araştırmaya çalışıyorum. : )

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

x

Check Also

buddha

DURUGÖRÜ NEDİR?

  En basit tanımıyla Durugörü: Beş duyunun dışında, eşyaları, olayları ve düşünceleri algılama ve ...