Tanrıların Kapısı
Tiahuanaco’daki Güneş Kapısına benzeyen bu enteresan yapı Yerli dilinde “Tanrıların şehri” anlamına gelen Hayu Marca yüksek dağlık bölgesinde keşfedilmiştir. Peru’da Puno şehrine 35 km. mesafedeki bu bölge sert iklim koşulları ve bölgenin ulaşılmaz olması nedeniyle arkeologlar tarafından çok az araştırılmıştır. Henüz bir şehir kalıntısına ulaşılmamasına rağmen bölgede insan elinden çıkma birçok eşya bulunmuştur. “Tanrıların kapısı” aralarında en ilgi çekici olanıdır.
Bu masif bir kayaya yüzyıllar önce kazınmış yaklaşık 7 m. yükseklik ve genişliğe sahip, ortasında da 2 metreden daha alçak bir oyuğun bulunduğu çok gizemli bir kalıntıdır. Üst kısmında ortada uçan bir Tanrının çevresinde 48 figür dizilmiştir. Taçlı pumalar akbabalar kanatlı yaratıklar tanrının karşısında diz çöken ya da ona sırt çeviren uzaklaşan insanlar ve şekiller vardır. Orta yerde bulunan Tanrının kimliği kesin olarak bilinmiyor. Güneş tanrısı Yaratıcı Tanrı Viracocha olabilir.
Eski yerlilerin Tanrıların şehrine götüren bir kapı hakkında çok enteresan bir efsaneleri var. Uzak geçmişte bu kapıdan sürekli gelen birileri varmış ve bunlar burada incelemelerde bulunup insanlara farklı konularda neler yapmaları gerektiğini öğretiyorlarmış. İspanyol sömürgecileri zamanından kalma daha yeni bir efsane de başka hikâye anlatır.
İnka hazinelerini ararken İspanyollar “Yedi ışık demeti” adındaki tapınağa saldırmışlar. Tapınak rahibi Aramu Maru adında gizemli biriymiş. İspanyol saldırısından yanına “Yedi ışık demeti tanrılarının anahtarı (The Key of the Gods of the Seven Rays)” adı verilen Altın bir diski alarak kaçmayı başarabilmiş ve Hayu Marca bölgesinde saklanmış.
Yerel şamanların koruduğu bu kayaya kazınmış kapıya ulaşınca elindeki altın diski onlara göstermiş ve şamanlar bir ritüel gerçekleştirerek kapıyı açmışlar. Efsaneye göre kapının arkasındaki tünelden koyu mavi bir ışık ortalığı aydınlatmış. Aramu Maru diski şamanlara teslim ederek eşiği geçmiş. Bir daha da geri dönmemiş.
Kayada bugün bile efsanedeki disk gibi bir nesnenin koyulabileceği bir oyuk görülüyor. Kapının üzerindeki çapraz kesikler de çok çarpıcı görünüyor sanki her an birbirinin üzerinden kayacak ve arkadan bir geçit açılacakmış gibi.
Bu kapının konumu da çok enteresan. Titikaka gölünden ya da daha doğrusu Antik kent Tiahuanaco ile bu kapı arasında bir sanal çizgi çizildiği zaman bu hattın birçok kutsal kabul edilen mekân üzerinden geçtiği görülmektedir. Efsanelere göre Tanrılar bir zamanlar tam da buraya Titikaka gölünün ortasında bir adaya inmişler. İnka kenti Tiahuanaco’nun, beyaz tenli beyaz elbiseli uzun sakallı Yaratıcı Tanrı Viracocha tarafından bir gecede yaratıldığı söylenir.
Viracocha yanından hiç ayırmadığı İnti Kuşu ile birlikte gezer insanları eğitirmiş; İnkalar’a buğday ve mısırı getiren de odur. Tiahuanaco efsanelerinde bir de Tanrıça Orejana’nın adı geçer. Bu efsane ile ilgili kayıtlar harabelerde dağınık bir halde bulunan taş bloklardan biri üzerinde yer alır. Bu taş bloğa özel elbiseler taşıyan astronot resimleri uzay gemisi şekilleri işlenmiştir.
Bloğun üzerindeki petrogliflerin tercümesi şöyledir; “İnsanlığın ilkel çağlarında Titikaka Gölü’ndeki Güneş Adası’na güneş gibi parlayan altın bir kuş indi. Bu kuşun karnından bir kadın çıktı. Bu kadın öbür kadınlara çok benziyordu. Yalnız başı konik biçimde kulakları uzun 4 parmaklı ve parmakları birbirine ince bir zarla bağlıydı. Adı Orejana idi. Oigh’den geliyordu.
Oigh’te yaşam şartları hemen buranın aynıydı. O çok bilgiliydi görevi indiği yeni dünyada yeni bir ulus yaratmaktı. Yerli erkeklerden birçokları ile birleşti. Doğurduğu çocuklar analarına çektiler. Çok akıllı bir ırk meydana geldi. Bir zaman sonra Orejana’nın görevi sona erdi. Yine altın kuşuna bindi tekrar geri döneceğini söyleyerek göklere uçup geldiği yere gitti.”
Peru’da yaşayan kabilelerden birisi Orejana adını taşır. Yeryüzünün en eski şehirlerinden biri olarak kabul edilen gizemli TİAHUANACO şehrinin yaşı bilinmez.
Şimdi sormak istiyorum; Gerçekten ne kadar uzağız? Gözümüzün önünde olsa bile onu görüp anlayabilir miyiz? Ya da sandığımız kadar kör değiliz ve olup bitene anlam verebiliyor muyuz? Cevapları belki hiç bilemeyeceğiz.
Nevzat Ayan
2009, Explorer tarafından yayınlandı