TOLTEK’ LER
Toltekler’in yaşadığı topraklar olarak, bugünkü Meksika’nın Tlaxcala, Hidalgo, México, Morelos ve Puebla eyaletleri gösterilir. Mayapán ve Matlazinca seramiklerinde halen Toltek sembollerine rastlandığı belirtilir ki, Toltekler’e ait bazı seramikler, yaşadıkları bölgeden çok uzak olan Kosta Rika’da keşfedilmiştir.
Esrarengiz bir biçimde tarihten kayboldukları ileri sürülen Toltek Uygarlığı, Amerika uygarlıklarından birini oluşturan halk olup, Meksika’daki Aztek-öncesi üç kültürden (Mayalar, Toltekler, Olmekler) biri olarak kabul edilirler. Meksika topraklarında ilk insan topluluklarına ait izler, yaklaşık 20.000 yıl öncesine dayanır. Bıraktıkları eserlerin toprak üstüne çıkarılan kısmı; gelişmiş bir medeniyetin izlerini taşır ve özellikle yine karşımıza piramitlerle çıkan birtakım gizemler içerir.
Toltek Bilgeliğinde Enerji ve Varlıklar:
Toltek ya da şaman bilişinin temel öğesi, enerjidir. Evrenin en ince ayrıntısı bile bir enerjinin ifadesidir. Bu enerjiyi dolaysızca görme edimi sonucu Şamanların ulaştığı bilgiye göre; tüm evren, aynı zamanda hem birbirine karşıt, hem birbirini tamamlayıcı çift güçlerden oluşur. Bu iki güce canlı ve cansız enerji adı verilir.
Cansız enerji, farkındalıktan uzaktır. Canlı enerjinin titreşimsel durumu ise farkındalık adını alır. Yeryüzündeki tüm canlılar titreşimsel bir enerjiye sahiptirler. Titreşimsel bu varlıkların hepsine, organik varlıklar denir. Enerjinin bağlılığını ve sınırlarını belirleyen şey organizmanın kendisidir. Bir organizmaya bağlı olmaksızın titreşen canlı enerji toplamları da bir bağlılığa sahiptir ve bunlara inorganik varlıklar denir.
Canlı olmanın temel koşulu; evrendeki başıboş enerjiyi duyusal veriye çevirmektir. Basit bir indirgemeyle vericiden verileri alıp sese ya da görüntüye çeviren radyo ve TV gibi… Organik varlıklar, aldıkları bu enerjiyi bir tepkiye çevirerek bir açıklama dizgesi şekline dönüştürür. Bu da varlığın kendi evrenini oluşturan edimdir.
İnorganik varlıklar âleminde ise, dönüştürülen duyusal veri, onların âleminde bizim aklımızın alamayacağı yorumlar şeklinde gerçekleşir. O boyut bizim için tanımlanamaz durumdadır; dünyasal algımıza bağlılığımız gereği…
Duyusal verilerin açıklanma dizgesi, bizim bilişimizi oluşturur. Organik varlıkların tümünün kendilerine özgü ayrı bir bilişi vardır. Tüm organik varlıkların bağlı olduğu bir biliş noktası da Ortak Bilişi oluşturur. Şaman bilgeliği; bilişimize geçici olarak ara verebileceğimizi ve o anda evrendeki enerjiyi aktığı gibi görme edimini gerçekleştirebileceğimizi söyler.
Bu görme; gözlerimizle gerçekleşmese de onlarla görüyormuş gibi dizgelenebilir.
Bu görme anında organik varlıklar; ışıklı toplara benzeyen enerji toplaşımları olarak algılanır. Bu ışıklı topların her biri bireysel olarak evrende mevcut olan bir enerji kütlesine bağlıdır. Bu enerji kütlesine karanlık farkındalık denizi adı verilir. Işıklı toplar; kendi ışıltılarından daha parlak olan bir noktalarından bu denize bağlanırlar.
Bu bağlantı noktasının adı Birleşim Noktası’ dır. Karanlık farkındalık denizinden gelen enerjinin algılanmasının bu noktada gerçekleştiği kabul edilir. Birleşim noktasında veriye dönüşen enerji, bizi saran dünya olarak yorum kazanır. İnsana, karanlık farkındalık denizinden gelen enerjiyi veriye çevirecek şekilde yeterlilik sunulmuştur.
Evrenin kendisi de sonsuza dek uzayıp giden ışıklı iplikçiklerden oluşmuştur. Işıklı telcikler birbirine asla değmeden uzayıp giden kütleler halindedirler. Herhangi bir kütleye odaklanma haline ise niyetlenme denir. Şamanlar göre; bütün evren bir niyet evrenidir ve anlakla eştir. Titreşimsel enerjinin en uç noktası, kendisinin farkında olan varlığın kendisidir. Evrendeki bütün potansiyel dönüşüm ve değişimler rastlantısal değil, titreşimsel enerjinin; enerji akışı düzeyinde yaptığı niyetlenmenin ürünüdür.
Hayatımızda var olan her kavram; niyetlenmemiz sonucu cereyan eder. Bizim bu satırlarda iletişim kurmamız için bilinçaltımızı ve bilincimizi kullanarak paylaşım yaratacak ortamı oluşturmamız da bu niyetlenmenin bir sonucudur. Aynı enerji kütlesini kullanarak ortak bilişte buluştuğumuz bir noktadır şu saniyeler.
Evrende akıp giden ışıklı telcikler, bizim birleşim noktamızdan geçecek biçimde yönlenirler. Birleşim noktası; Şaman bilişine göre bir tenis topu büyüklüğündedir. Sınırlı sayıda ışıklı telcik bu noktamızdan geçebilse de, yine de pek büyük bir sayıda enerji alanı o noktadan geçer. Enerji alanlarının birleşim noktasından geçerken çarpması sonucu oluşan gündelik yaşam bilişi; bütün insanlar için homojendir. Çünkü birleşim noktası, tüm insanlarda aynı noktada yer alır. Bu nokta; kürek kemiklerinin bir kol boyu gerisinde, ışıklı topun dış sınırına yakındır.
Alıntı