Dövme’ nin Tarihçesi
Bedenlere eski çizgilerle yeni anlamlar yükleyen dövme, kökeni tarihin derinliklerinde saklı, inanca dayanan bir sanat formudur. Bir başka deyişle, yazısı kutsal kitap gibi vücutta olan sözsüz iletişim tekniğidir. Dövme, bedene uyumlu bir boya maddesinin ömür boyu çıkmayacak biçimde derinin alt yüzeyine desenler halinde nakşediliş sanatıdır. Bu yüzden dövmeye beden işaretleri diyorum.
İşaret harften daha eskidir. Onun bu arkaikliğinde bir gizem yatmaktadır. Hatta dövme, bir amblem ve kimliktir. Zaman zaman soyluluğun, köleliğin, askerliğin, ergenliğin, ahlaksızlığın, erdemliliğin, bir kabileye aidiyetin ve kötülüklerden arınmanın ifadesi olmuştur. Artık dövme bölgesel motif, inanç olmaktan çıkmış; süs, moda, sanat haline gelmiştir. Şamanizm, Paganizm, Animizm, Sabiilik, Taoizm, Budizm, Maniheizm ve Zerdüştlük gibi inanışların izlerini taşımaktadır.
Türk Mumyası “Lolan Güzeli”nin Eli
Türk Mumyası ve Güneş Adam Dövmesi
Eski Türkler’de Dövme
Pigdogramları (resim yazılarını) dövmede bulabiliriz. Dövme; Herodotus, gezgin kâşif Marco Polo, James Cook ve Profesör Kindler Spindler tarafından belgelenmiştir. Dövmenin ilk izlerine Avusturya’da, İtalya’da, Yunanistan’da, Anadolu’da, Mısır’da, Cezayir’de, Afrika’da, Okyanusya (Markiz, Samoa) adalarında, Yeni Zellanda’da, Amerika’da, kutuplarda ve Japonya’da rastlanmıştır.
Kazak ve Kırgız Türklerinin kültürlerinde de oldukça eski ve yerleşiktir. İskit kurgan buluntularında doğadaki mücadeleyi anlatan hayvan motifleri görülmektedir. Türkiye’de ise değişik yörelerde, daha çok Güneydoğu Anadolu bölgesinde bir yaşlı âdeti olarak devam ettirilmektedir. Şehirlerde ise gençler arasında bir moda olarak yaygınlaşmıştır. Günümüzde dövmecilik, ressam ve hekimlerin kontrolünde yapılması gereken bir meslek haline gelmiştir.
Eski Anadolu’da Dövme
Bu çalışmada Bozhöyük’te tespit edilen dövmeler üzerinde duruldu. Resimleri çekilen kaynak kişilerin beden işaretleri ve düşünceleri irdelendi. Buradaki beden işaretleri ile runik işaretler arasındaki benzerliğe dikkat çekildi. Ayrıca, dövmenin tarihçesi, yapıldığı yer, yapılış şekli, yapılış nedeni ve küçük bir sözlüğü verildi. Daha sonraki araştırmalar için ise kaynaklar da eklendi.
Dövmenin Tarihçesi
Avusturya-İtalya sınırında bulunan buz adamın dövmeli olduğu Ekim 1991’de Prof. Dr. Kindler Spindler tarafından açıklandı. Japonya’daki balçıktan dövmeler M.Ö. 5000’li yıllara dayanıyor. Kamış ve yaprak boyalarıyla yapılmış Mısır mumyalarındaki dövmeler ise M.Ö. 2000’li yıllara aittir.
Antik Çağlarda Dövme
Antik Trok kavmi dövmeyi asalet nişanesi sayarken; eski Yunanlılarca ahlaksızlık sayılıyordu. Roma da suçlu ve köleleri tanımaya yarardı. Amerika (Meksika, güney ve kuzey Amerika yerlileri, Kızılderililer) kıtasında yerliler arasında dövme yaptırma işleminin çok yaygın olduğu 15.-19. yüzyıllar arasında oraya giden din adamlarıyla birçok tarihçinin anılarından anlıyoruz.
Pazırık Kurganında Dövmeli Mumya Örnekleri
En Eski Dövme İzleri
Kaynaklar, ilk çağlarda kamış ve yaprak boyaları ile yapılan dövmelerden söz etmekte, M.Ö. 2000’lerden kalma Mısır mumyalarında dövmelere rastlanıldığını belirtmektedir. Hun kurganlarında çıkan cesetlerde son derece kıvrak çizgilerle ve dekoratif bir anlayışla yapılmış düşsel yaratıklar ve koç figürlerinden oluşan dövmeler görülmektedir. Dinsel-büyüsel kaynaklı bu dövmelerin is olduğu ihtimali ve deriye şırınga edilmesi ile oluştuğu düşünülmektedir.
Hunlara ait Pazırık kurganında bulunan bir başkana ait cesetten anlaşıldığı üzere Hunlarda asil ve kahraman kişilerin dövme yaptırabildiği, daha sonraları Kazak ve Kırgızlarda da devam eden bu geleneğin yine kahramanlık niteliği taşıyan bireylere uygulandığı bilinmektedir. Taşdık ve Altın Yış mezarlarındaki cesetlerin bazı kısımlarındaki dövmeler, av sahnelerini tasvir eder. Antik Trak kavmi dövmeyi asalet nişanesi sayarken, eski Yunanlılar için ahlaksızlık damgası gibiydi.
Kendi uygarlıklarının henüz başlangıç aşamalarını yaşayan özgün topluluklarda dövme yapma işlemi törensel bir nitelik taşır; dövmeyi yapan kişi birtakım dinsel ve zihinsel kuralları yerine getirmek zorundadır. Güneş tanrısı Bal’ın isteği üzerine “ilahi ve gizemli bir kudret edinme” aracı sayılır. M. W. Thomson’a göre Musa Peygamber elleri ve alınlarını mistik sembollerle süsleyen Araplardan dövme âdetini ödünç alarak kendi amacı için kullanmıştır.
Katolik kilisesi M.S. 4. yüzyılda “Tanrının imajını bozuyor” gerekçesiyle Roma’daki köle ve mahkûmların yüzüne dövme yapılmasını yasaklamıştı. 787 yılında Papa 1. Hadrinan, vücudun herhangi bir yerine dövme yapmayı batıl inanç ve Paganizmi çağrıştırdığı için tümüyle men etmişti.
Eski Avrupa’da Dövme
Eski Roma’da suçluları ve köleleri tanımaya yarayan dövmelere 19. yüzyıl İngiltere’sinde de rastlanılmaktadır. Cezayirli gemiciler aracılığı ile Osmanlı denizcileri arasında yaygınlaşan dövme; XVII. yüzyıldan itibaren Yeniçerilerce bağlı bulundukları “orta”yı (bölük) simgelemek amacı ile yaptırılmaya başlanmış, Yeniçeri ocağının kapatılışına dek sürmüştür. İlkel topluluklarda dövme yapılırken törenler düzenlenir.
Çağlar boyu Avrupa da kaybolan dövme geleneği, 19. yüzyıl İngiltere’sinde aniden canlandı; Kaptan Cook’un 1769’daki ilk seyahatiyle birlikte denizciler arasında yaygınlaşıp egzotik biçimde renklilik kazandı. Galler Prensi 1862’de kutsal toprakları (Filistin) ziyaret edince koluna bir haç dövmesi yaptırdı.
Kral Edward VII, oğlu George’un 1882’de Japonya ziyareti sırasında bileğine bir canavar motifi işlendi. Böylece dövme İngiltere’de krallık fermanı ile onaylanmış oldu.
Bazı Ortadoğu kavimleri 12. yüzyılda ‘yılan ve timsahlardan korunmak için bedenlerine deniz canavarı resimleri yaparken; 19. yüzyıl Avrupa’sındaki dövmeler, ağırlıklı biçimde ‘amblem’ değeri taşıyordu. Askerlerin, aynı meslekten kişilerin birbirilerini tanıma aracıydı.
İşaretler ve Bozhöyük’te Dövme
Resim sanatçılarının Diyarbakır ve Mardin’e gelerek dövme üzerine inceleme yapmaları, bölgenin kültür zenginliği içerisinde yer alan dövme geleneğine dikkatimizi çekmiştir.
Güneydoğu Anadolu’da Dövme Geleneği
Altı yıldır Güneydoğu Anadolu yöresinde bulunmaktayım. Bu süre içerisinde insanların vücutlarındaki beden işaretleri (dövmeler) bana çok ilginç gelmiştir. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Hunların ve daha sonraki Türk topluluklarının sanatlarında da dövme görülmektedir. İskit (Saka) kurgan buluntularında mumyalanmış cesedin bacak ve kollarında dövme “motifi olarak hemen hemen yalnız hayvanlar ve hayvan uzuvları kullanılmıştır. Hayvanların en çok yer verilen ve dikkati çekenleri geyik, keçi, kedi, köpek, kurt, at, ayı ve yırtıcı kuşlar gibi ekseriyeti yabani olanlar” görülmektedir.
Pazırık Dövmesi
Günümüzde de hayvan motifleri dövme olarak yaptırılmaktadır. Ancak Bozhöyük’te rastladığmız dövmeler resim değildir, resim yazısının düşünce yazısına (ideograma) dönüşmüş şekilleri gibidir.
Bazı beden işaretleri runik yazılara benzer. Orhun Yazıtları’ndaki Köktürk işaretlerinden yukarıya doğru ağzı açık c işaretinin içinde üç veya tek nokta olan nd / nt konsonuna yani güneş gibi (☼) içi tek noktalı bir şekle veya ters v şeklinde tek noktalı bir şekle, ters Y gibi ç konsonuna, yine ters Y işaretinin kesişme noktasından artı veya haç işareti (+ / †) gibi geçen bir şekli temsil edilen s / ş konsonuna ve > şeklindeki o / u vokaline anımsatacak tarzda bir izlenim bırakmaktadır.
Bozhöyük’teki beden işaretleri, yirmi iki Türkmen bölüğünün hayvanlarına vurdukları işaretlere; özellikle Afşar, Bayat, Çepni, Çuvaldar, Eymür, Karabölük, Uluyundluğ, Tutırka ve Yazğır boylarının damgalarına da benzemektedir. İnceleme imkânı bulduğumuz sekiz kişideki beden işaretlerinde görülen gizli yazıları kayıt altına almak istedik. Çünkü 58 ile 80 yaş arasında ömür sürmüş bu insanlardan sonra belki de unutulmaya yüz tutan bu beden işaretleri ve bu işaretlerin anlattıkları kaybolup gidecektir.
Dövmenin Yapılış Amacı ve Bozhöyük’te Dövmenin Yapılış Sebepleri
Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık inancında ‘dövme’ yasaklanmıştır. Kitab-ı mukaddeste “ölüler için bedeninizde yara açmayacaksınız, dövme işareti koymayacaksınız” (Levilier:19128 ) emri yer alır. İslam Peygamberi’nin hadislerinde dövme yasaklanmıştır.
Dövme motiflerinde mezar taşlarından, dokumalarımıza, mimarimizden işleme tekniklerimize kadar uzanan ve hemen hepsinde dinsel, büyüsel, mitolojik; sosyal ve cinsel statü, aşiret işareti niteliği taşıyan motiflerin benzerlerini bulmak mümkündür. Bu motiflerin kişiyi rahatsızlıklardan, nazardan koruduğuna; güzellik ve yiğitlik getirdiğine olan inanç halen devam etmektedir.
Dövmeyi yapan kişi birtakım dinsel ve büyüsel kuralları yerine getirmek zorundadır. Çeşitli model ve örneklere göre yapılan dövmelerin deriye işlenişi bazen aylarca bazen de birkaç yıl sürebilmektedir. Dövmenin estetik yönüne göre çok daha önem taşıyan yanı hemen her zaman dinsel, büyüsel, iyileştirici, toplumsal ve cinsel rolleri belirleyici, bağlı bulunan topluluğu işaret edici özelliğidir.
Bozhöyükte dövme şu maksatlarla yapılmıştır;
- Güzel görünmek, erkeklerin beğenisini kazanmak, evliliğe hazır olmak,
- Şans ve baht açıklığı, evlenebilmek,
- Kuma gelmemesi, çocuk doğurmak,
- Küçükken nazardan korunmak, hasta olmamak ve uzun ömürlü olmak,
- Elinin bereketli olması,
- Yılan sokmaması ve ayağının uğurlu gelmesi.
Bunların dışında yörede (daha çok erkeklerin) hangi aşirete ait olduğunun bilinmesi için alnın şakak tarafına ve burnun ucuna çocuğunun ölmemesi için dövme yaptırdığı da bilinmektedir. Çocuklarda ise ölmesin diye işaret parmağı ile başparmağın arasındaki perdeye üç nokta şeklinde bir motif işlenmektedir.
Bozhöyük’te Dövmenin Yapıldığı Yerler ve Yapılış Şekli:
Yörede vücuda yapılan dövme yerleri cinsiyete göre değişiklik göstermektedir. Erkeklerde daha çok ellerde, isme’l-bikar denilen burun, çene, elmacık kemikleri üzerinde birer nokta şeklinde yapılmaktadır. Bayanlarda ise ellerde kollarda, ayaklarda, alınlarda, çenelerde, dudaklarda, yanak ve göğüslerde yapılmaktadır.
Eski Anadolu’da Dövmelerin Anlamları:
Bozhöyük’te alın, dudak, çene, bilek, el, parmak, ayak bileği, ayak üzerine dövme yaptırıldığı görülmektedir;
Alında daha çok güneş işareti (¤), dudakta haç işareti (†), çenede küçük çarpı işaretleri (x) ile baklava dilimleri (◊) ve çentikler (‹), yuvarlaklar (○) ve noktalar (●), ayak bileği ve devamında üç çemberin içinden geçen çatal işareti (♀) ile büyük d şeklinde yarım ay (D), ayak üstünde ise alındaki işaretin düzeltilmiş şekli ile üç nokta (●●●), el bileğinde ise çentikleri artırılmış güneş işareti (☼) ve tarak (‡), el üstünde çenedeki şekillerin daha genişletilmiş biçimleri ve çentikli çarpı işaretinin üst üçgeninde bir beş köşeli yıldız, yüzük ve orta parmakta ise küçük bir artı (+) işareti resmedilmiştir.
Oval ve düz çizgiler ile noktalar olumlu bir imaj bırakırken çapraz, köşeli ve verevine işaretler olumsuzluklara karşı tepki; artı, haç, yıldız, güneş işaretleri ve oval şekiller ise dinî bir duygu telkin etmektedir.
Bizim incelediğimiz beden işaretlerinin coğrafyası aşiretlerin yayılış sahasına göre Bağdat, Suriye ve Muş üçgeni arasındaki bölgeyi kapsamaktadır. Yöredeki birçok aşiret, bu beden işaretlerini kullanmaktadır. Dövmeye yörede “dek, “vesm” ve “veşm”, dövme işini yapan erkeklere “dekkak”, bayanlara ise “dekkabe”, dövme yaptıran erkeklere “medkuk”, kadınlara “medkuke” denilmektedir.
Dövme yapmakta kullanılan malzemeler “el-merare” denilen safra yani “öd”, “siraç” denilen idare lambasından elde edilen “is”, “Halîb Ümmül-Bint” denilen kız çocuğu annesi sütünden oluşmaktadır.
Dövme “Merbaiye” denilen bahar mevsiminin başında yaptırılır. Dövme yapımında “ibre” denilen birbirine iple bağlanmış bir veya birden fazla dikiş iğnesi kullanılmaktadır. Siraçtan elde edilen is ile kız çocuğu emziren annenin sütü, öd sıvısı bir kabın içinde karıştırılır. Bu karışım bir müddet bekletilir. Bilahare medkukun, dövme yaptıranın istediği yere dekkak tarafından işlenir. İşaretlerin şekli bozulmasın diye ergenlik döneminden sonra dövme yaptırmayı tercih ederler.
Dinin temel kaynaklarına rağmen yasaklanan dövme, bir beden işareti olarak Bozhöyük’te kullanılmıştır. Hatta Mardin’den turistik bölgelere giderek dövme yapan kadınların olduğunu, Kapadokya civarında daha çok dövme yaptıklarını da, dövme yaptıran öğrencilerimden öğrendim. Ancak ellerine yaptırdıkları dövmelerin şekillerini kendileri tarif etmiş. Yörenin beden işaretleri artık unutulmak üzeredir.
Kaynak: Dr. Mehmet HAZAR
Dicle Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Görevlisi
Resim Düzenleme: Çiğdem Sarıgül