Kitanlar
Türkleşmiş Moğollar ve V. yüzyıl başından itibaren Çinliler tarafından adları sık sık anılan Kıranlar, Çin’e karşı düzenledikleri ve kendilerine pahalıya mal olan bir saldırı dışında o güne kadar Orta Asya’da önemli bir rol oynama mı şlardı. Tu-kiu ve Uygur imparatorluklarının gücü bunları yurtlarmda yani jehol’da ve Batı Mançurya’da kalmaya zorlamıştı. Kırgızların zayıflığı başkaldırmak için onlara bir fırsat yarattı.
Sor’de, Ye-liu A-pao-ki adlı liderleri halkını oluşturan kavimlerin üstünde egemenliğini kurabildi. Bundan sonra fetihlere başlayarak 924′te Kırgızlara saldırdı, kuzey Moğolistan’ı aldı ve Kara Balgasun’a girdi. Daha sonra da Çin’e karşı cephe almaya başladı ve Kuzey Kore’yi işgal etti, Cucenleri bozguna uğrattı ve Sarı ırmağın kuzeyinde egemenlik kurdu. Kitanlar Leao adıyla resmi hanedanlıklar içinde yer aldılar.
Önceleri Uygurların öğrencileri oldular, birkaç kuşak sonra da kısmi olarak Çinlileşip iyice zayıfladılar. Mançurya’daki Cucenler karşısında başarısızlığa uğrayarak 1125′te Pekin’i işgal etmelerine izin verdiler. Sadece Çin’de isimleri kalabildi: Kıtaylar, Marco Polo da onlardan söz etti ve batılilar için uzun bir süre bir rüya halk oldular. Türk olmadıkları halde konumuza dahil olmalarının nedeni, bir yandan Türk tarihi için çok önemli olan Moğol gücünün habercisi olmaları, öte yandan da Türk dünyasında bir role sahip olmalıdır.
1125 yılında Çin’ den kovuldukları zaman büyük bir enerji patlaması onları göçebeliğe geri dondurdu. Tüm Orta Asya’yı aşarak (1130-1135)daha sonraki bir dönemde adı Rus Türkistan’ı olacak yerin kuzeydoğusunda Karahitaylar adında Budist bir devlet kurdular.
Alıntı…