Spiritüalizm

İndigodan Kristale Dönüşüm

Bu makale çok boyutlu bir farkındalık haline dönüşme ya da indigo halinden kristal şuur haline geçiş deneyimi yaşayan pek çok kişiye yardım etmek amacıyla yazıldı.

Bu dönüşümü daha yumuşak bir şekilde yapabilenler de olmasına rağmen kriz halinde bunu yaşayan pek çok kişi de mevcut. Bahsettiğimiz kişiler genellikle yüksek boyutlara açılmayı seçen kişiler. Bu seçim rasyonel zihinle mantıkla yapılan bir seçim değil, daha çok dünyanın değiştirici enerjilerine yanıt olarak yapılan bir seçimdir.

Bu yüzden bazen insanlar hiçbir mantıklı nedene dayanmayan psikolojik, duygusal ve bedensel değişimler yaşamaya yönelik basınçlar altında kalırlar ve bu da kriz yaşamalarına neden olabilir. Benim deneyimimde ise aklı öne alan doktorlar ve psikologlar ne yaşadığıma dair hiçbir fikirleri olmadığı için bana çok az yardımcı olabildiler. Böyle bir kriz yaşayan kişi testler negatif olarak ortaya çıktığında genellikle histerik, şikâyetleri asılsız veya hatta şizofrenik olarak kabul edilmektedirler.

Bu geçiş genellikle ruhsal bir yol üzerinde olan ve değişimleri kontrol etmede daha donanımlı olanlarda gerçekleşmektedir. Yaşadığım deneyimlere göre indigo çocuklar, ruhsal farkındalıkları ne boyutta olursa olsun daha yüksek boyutların farkındalığına geçiş ya da ani bir spontane geçiş durumuna karşı incinebilir bir durumdadırlar.

Ayrıca şunu da eklemeliyim ki indigo gençler arasında oldukça yaygın olan herhangi bir tür ilaç kullanımı, çoğunlukla kişi bu etkilerle mücadele etmeye gerçekten hazır hale gelmeden önce bu geçiş krizini çoğunlukla artırmaktadır. Böyle bir kriz ya da ani geçiş sırasında yaşanan semptomlar şunlar olabilmektedir:

İnsanlara ve çevreye karşı ani ve yüksek hassasiyet. Daha önce sosyal ve aktif olan kişi aniden alışveriş merkezlerinde ve kalabalık çevrelerde (örneğin restoranlar gibi) bulunmaya tahammül edemediğini fark eder.

Psişik yeteneklerde ve farkındalıkta yükselme. Bu çoğunlukla başkalarına ait içsel düşünceleri ve duyguları neredeyse “duyma” şeklinde tezahür eder. Bu, kişi diğer herkesin de onun düşünce ve duygularını okuyabildiğini düşündüğünde endişe verici olabilir.

Belirli çevrelerdeki veya kişilerdeki negatif enerjiye yönelik aşırı bir hassasiyet. Buna daha önce kendisine yakın olan bazı kişilere tahammül edememe hali de dâhildir. Bu artan hassasiyet panik ataklara veya korku ataklarına yol açabilir. Bunlar her zaman meydana gelebilir, hatta kişi gece uyandığında bile. Bu durumlarda genellikle krize neden olabilecek hiçbir mantıklı neden yoktur, buna rağmen kişi genellikle bir neden bulmaya çalışacaktır.

Kişi kendini bulunduğu ortamdan soyutlayıp uzun zamanlar boyunca hiç birşey yapmadan sadece oturmayı isterken bulabilir. Bu da daha önce çok enerjik ve aktif olan biri için sinir bozucu olabilir. Bu sadece yüksek boyutlarda daha fazla vakit geçirip 3. ve 4. Boyutlarda daha az zaman geçirmeye uyumlanmaya çalışan bir şuurdur. Bununla ilişkili olan bir diğer konu ise öncekine nazaran çok daha fazla dinlenme, uyku ihtiyacı ve genel bir ağırlaşma halidir.

İnsanların felaketlere uğrayacağına ilişkin obsesif korkular (kirlenme, doğal kaynakların tükenmesi, uzaylılar, teknoloji vs. tarafından zarar görme gibi…). Bunun nedeni çok boyutlu şuurluluğun grup zihninin tüm seviyelerine girebilmesidir ve bunlara türlerin varlıklarını koruyabilmeleriyle ilgili duyulan korkular, endişeler de dahildir. İnsanlar genellikle kendi yaşamlarını sürdürmekle ilgili endişe duydukları için grup zihninin ya da morfogenetik alanın bu bölümüyle rezonansa girmeye eğilimlidirler.

Aşırı aktif olan zihnine neler olduğunu, onu neyin yönlendirdiğini anlamaya duyulan obsesif bir ihtiyaç ve aklını kaybetmekten korkma ya da yanıp yok olma duygusu içinde olmak. Aynı zamanda delirmekten ve ileride günlük hayatla başa çıkamamaktan korkmak da bunlara dâhildir. Yine psikologlar ve doktorlar bu konuda çok az yardımcı olabilmektedir.

Sebepsiz ya da herhangi bir kriz durumuyla ilişkili olmayan depresyon. Bu genellikle açığa çıkması gereken eski enerji katmanlarını temizleyen şuurdur. Bu deneyimi sürdürmeye çalışmak ya da yeniden canlandırmak gerekli değildir, sadece bırakın bedeniniz enerjiyi açığa çıkartsın. Bu durumun geçeceğini düşünerek sabredin.

Uyku bölünmeleri; genelde gecede üç kez veya saat üç civarında uyanma şeklinde olur. Yine bu yeni aktivite sikluslarına uyumlanan şuurdur. Yüksek şuur genellikle geceleri daha aktiftir çünkü alt seviyedeki boyutlar bu saatte sessizdir.

Bedende tuhaf elektriksel enerji dalgaları hissetmek. Kristal beden son derece duyarlı olmasının yanı sıra güneş ve ay dalgalarını, kozmik dalgaları ve galaktik merkezden gelen enerjileri hisseder. Bu enerjiler genelde bedenin yüksek enerjiler taşıyabilmesi için onu yeniden düzenleme işlemine yardım etmektedir.

Ama beden bu enerji dalgalarına giderek alışır. Muhtemelen bunların dolunay zamanında daha yoğun olduğunu hissedeceksiniz. Bu fenomenle baş etmek adına en iyi yol dışarı çıkmak ve yere çıplak ayakla basarak enerjinin bedenden yere aktığını hissetmek…

Bir dizi fiziksel duygu ve deneyimler genellikle detoks işlemiyle ilintilidir. Kristal beden toksin tutmaz ama kendi içinden her şeyin geçmesine izin verir. Aslında kristal olmakla ilgili işin püf noktası şudur: Her şeyin geçip gitmesine izin verin, hiçbir şeyi tutmayın. Ayrılmanın son haddini yaşayın.

Ama bu aşamada bedenin ister fiziksel, duygusal ya da ister zihinsel olsun yılların toksik tortusunu atmaya ihtiyacı vardır. Bu ayrışma her zaman fiziksel beden vasıtasıyla olur ve bu da yoğun bir yorgunluk, kas ve özellikle kalçalarda ve dizlerde ortaya çıkan eklem ağrıları, daha çok kafatasının tabanında beliren baş ağrıları, ayrıca boyun ve omuz ağrıları olarak ortaya çıkar.

Sersemlik ve uçuculuk hissi. Bunun sebebi artık daha yüksek şuur boyutlarında varoluşunuzdur. Yapmanız gereken hem bu düzeylerde bulunmaya alışmak hem de topraklanmaktır. Bu hisler güneş patlamaları ve dolunaylarda artma eğilimi içine girerler.

Artan iştah ve kilo artışı. Bunun nedeni bedenin bu işleme güç sağlayabilmek için büyük miktarlarda enerjiye ihtiyacının olmasıdır. Perdelerin ötesini görebilme yeteneği. Bu da bedensiz varlıkların da birer gerçeklik olarak farkına varılması ve bunlarla iletişim kurulması anlamına geliyor. Kişi diğer boyutların farkındalığına sahip değilse son derece ürkütücü olabilir.

Geçişle Başa Çıkabilmek İçin:

Bu konuda verebileceğim en iyi tavsiye bu süreci kabullenmek ve direnmemek olacaktır. Benim kendi geçiş sürecim yaklaşık 18 ay sürdü ve bu süreçte anahtarın kabullenmek olduğunu keşfettim. Bir gün uyanacağımı ve yeniden “normal” hissedebileceğimi umut etmeye devam ettim.

Yeni alanımda daha rahat hissedebilmem ve bununla başa çıkabilmem ancak bir daha asla bildiğim anlamda normal hissedemeyeceğimi kabullendiğimde gerçekleşti. Ancak bu durumda bu yeni halin pozitif yönünü ya da macerasını araştırmaya başlayabilirim.

Geçiş Krizi ile Nasıl Başa Çıkabiliriz:

Varlığınızda gerçekleşen değişimle barışın. Siz artık bir “kristal varlık” oluyorsunuz. Bunun başka bir deyişi de “kristalize olmuş varlık”tır ki bu da 9 hatta belki de 13 boyuta tamamen giriş sağlayabilen çok boyutlu bir varlık anlamına gelir. Bu noktada benim deneyimim şöyle; bazı kişiler sadece 5 boyuta kadar açılabilirken bazıları 6. Boyuta kadar açılabiliyor. Eğer 6. Boyuta kadar ulaşabiliyorsanız çok kısa bir süre içinde olmasa bile bu yaşam periyodunuzda muhtemelen 9 boyutlu bir farkındalığa erişebilirsiniz.  Ne büyük bir lütuf!

Kendinize karşı nazik olun ve kendinizi besleyin. Unutmayın ki bir kristal olarak anne ve baba enerjilerinden eşit bir dengede taşıyabilirsiniz. Anne der ki yeni doğmuş bir bebek olarak kendinizi besleyin, evet siz yeni doğmuş bir bebeksiniz. Güçlenmek ve yeni ortamınızın yeteneklerini öğrenmek için zamana ihtiyacınız olacak. Burada güven çok önemlidir.

Ben kendi geçişimi kendi kendimi destekleyerek çok küçük kaynaklarla gerçekleştirdim.  Fiziksel halimin yaşamımı sürdürmeye yetecek kadar para kazanmamı engellemesinden korkuyordum. Ama bu işlemin sürmesine izin verdim ve hala bir evim var ve her ne kadar paçayı zor kurtardığım zamanlar olsa da maddi olarak kendime yetebildim.

Başa çıkabileceğiniz sorunlar için hiçbir ilaç türünü kullanmayın. Eğer sağlığınız için ilaç tedavisi görüyorsanız elbette devam etmeniz gerekir. Ama rahatlama amacıyla hiçbir tür ilaç kullanmayın, bunlar işlemi ağırlaştıracak ve yüksek boyutlarda kaybolmanıza sebep olma ihtimalini ortaya çıkaracaktır.

Ayrıca anti depresanlar veya sakinleştiriciler olmadan durumunuzla başa çıkmaya çalışmalısınız ama tabi ki bunları bir süredir kullanıyorsanız tıbbi tavsiyeye ihtiyacınız olacaktır, aniden durdurmanız doğru değil. Yürünecek en iyi yol homeopatik ve natüropatik tıbbı kullanmak, ayrıca ben şahsen çiçek özlerinin çok faydasını gördüğümü söyleyebilirim.

Kalabalıklardan, kalabalık mekânlardan kaçınmak gerekir. İhtiyaçlarımı karşılamak için haftalık bir saatlik hızlı alışveriş konusunda kendimi oldukça geliştirdim, ama elbette bunu yaparken çok yorucu ve zehirleyici çevrelerde çok uzun zaman harcamamaya özen gösterdim.

Burada anahtar kendi içsel barışınızı ve ahenginizi güçlü bir şekilde korumak ve böylelikle çevreden etkilenmek yerine siz çevrenizi pozitif bir enerjiyle etkileyin. Kristal insan her zaman pozitif enerjide tutar ve taşır, bir kez dengenizi sağladıktan ve insanlar arasında rahatça dolaşabilir hale geldikten sonra onu inanılmaz güçlü şekillerde kullanmayı öğreneceksiniz.

Topraklanmış ve merkezde odaklanmış kalın. Bu, yüksek farkındalıklara alışanlar için çok zorlayıcı olabilir. Kendinizi sık sık sersemlemiş ve uçucu bir halde bulabilirsiniz. Bunun için hayata, fiziksel ve topraklanmış olana konsantrasyonunuzu tamamen vermek işe yarayabilir.

Burada anahtar egzersize, yürüyüşe, yemek yemeye ve sanatsal uğraşılara zaman ayırmak olacaktır. Televizyonun ya da bilgisayar oyunlarının karşısında saatlerinizi harcamayın. Bunlar sadece topraklanmamışlık halini artırmaya neden olacaktır.

Doğada geçirebildiğiniz kadar çok zaman geçirin. Temiz havada ve günışığında zaman geçirmenin yeni bedenlerinizi güçlendirmeye yardımcı olacağını göreceksiniz. Ayrıca devalar da size bu deneyiminizde yardımcı olacaktır.

Sade bir beslenme biçimini seçmek ve mümkün olduğunca taze sebze ve meyve yemek size iyi gelecektir. Kendi rehberliğimden aldığım bilgiye göre esmer pirinç ve sebze bu yeni beden için en iyi yiyecek türü. Bununla beraber isteklerinizi de tatmin edin, örneğin benimki kalamardan çikolatalı pastaya kadar bir dizi yiyeceği içeriyor. Bu süreç diyet yapmak için uygun zaman değil. Bedeniniz, içinden geçtiğiniz işlemi desteklemek için besine ihtiyaç duyuyor. Bu dönemde kilo bile alabilirsiniz, ama unutmayın ki bu geçiş sürecinin bir parçasıdır.

Son olarak, geçişinizi kutlayabilirsiniz. Artık Galaktik İnsana dönüşüyorsunuz, insan tekâmülünde bu bir sonraki adımdır. Doğuştan hakkınız olana geçiş yapıyorsunuz. Yeni İnsan, evinize hoş geldiniz.

Celia Fenn

Çiğdem Sarıgül

Çocukluğumdan beri bu evrendeki gerçek rolümüzü, gerçekten nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi araştırıyorum. : )

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu