KIZILDERİLİLERİN 7 GELENEĞİ
Tarihi ve asil Kızılderili kabilelerinin pek çok ruhani inanış ve geleneği vardır. İşte bunlardan bazıları:
1)Tıp Adamı
Kabileler arasında verilen adlar çoğu zaman değişir ve doğal ortamları, çevredeki hayvanlar ve ismi alan kişinin karakteri bunları belirler. “Tıp Adamı” ismini alan kişiler bu zengin kültürel mirasın hayati bir parçasıdır ve bugün bile onları korumak için müthiş bir çaba harcanmaktadır. Kutsal adamlar veya tıp adamları (Maya Şamanları olarak da bilinirler).
Pek çok geleneğin sembolüdürler ve rahiplerle eşdeğer statüdedirler. Onlar, tedavi edicidirler. Hangi hastalık olduğu fark etmeden acı çeken herkese pek çok farklı ritüel uygularlardı, bu bazen de kanın dışarı akışına izin vermek için yapılan, acıyan yere atılan ufak kesik olurdu. Şu an görüyoruz ki bu yöntem sırt, diş ve baş ağrılarına gerçekten de iyi geliyor!
En önemli Kızılderili inançlarından biri, her insanın bir hayvanın gücü veya varlığının etkisi altında ve mirasını almış olmasıydı; mesela bir kartalın, kurdun veya ayının. Bu, bir kabilenin karakterini belirlerken ki en önemli ilham kaynaklarından biriydi, ayrıca büyük tartışma ve batıl inançlara yol açardı.
Daha popüler inançlardan biri de kabile üyelerinin bir ismi kendi koruyucu melekleri veya ruhlarını yönlendirecek güç olarak kabul etmeleriydi. Pek çok kaynakta görülüyor ki, hayvan sembolizmiyle astroloji arasında kuvvetli bir bağ var. Bu, pek çok farklı kültürde de görülen bir özellik ve bize Kızılderili geleneklerinin, kültürünün, doğa etkisinin ve onlara atanan değerin ne kadar önemsendiğini gösteriyor.
Kızılderili kutlamaları büyük ritüel danslarla sembolize edilirdi. Bunun modern bir örneği, “Pow Wow” şarkısı olarak gösterilebilir. Erkek ve kadın kabile üyeleri, kazanılmış bir savaş kutlaması gibi önemli günlerde dans etme işinde yer alırlardı. Dans etmek kabile hayatında çok önemli bir yer oynardı.
Bu, (örneğin bir düğün veya iyi bir mısır hasadı sonrasında doğan) mutluluk ve neşeyi göstermenin büyük bir yoluydu. Dans etmek güneş ve yağmur ruhlarını onure etmek için kullanılan bir yöntemdi ve hastalar ile savaşta yaralananları iyileştirdiğine inanılırdı. Erkeklerin savaşta gösterdikleri cesaret, savaş sahnelerinden oluşan danslarla gösterilirdi.
Navajo inançlarına göre, bu sanat biçimi Kutsal İnsanlar kabileye farklı doğal materyaller kullanarak sanat eserleri üretmelerini emrettiklerinde oraya çıktı. Pek çok farklı karıştırma tekniği kullanarak kumdan oluşan düz bir tabana resimler yaptılar ve bu pek çok kabile için bir Kızılderili geleneğine dönüştü.
Polen, ezilmiş çiçek yaprakları ve mısır unu, geniş skalada renklere ulaşmak için sıkça kullanılırdı. Resimlerin derin, sembolik anlamları olurdu, özellikle Navajo mitolojisinde. Genelde hasat seremonilerinde veya iyileşme süreçlerinde yapılırlardı. Geleneksel danslar, kutsal dağlar ve efsanevi manzaralar; bu tablolara konu olan en yaygın şeylerdi.
Wakan-Taka, her yerde, her insanın içinde ve evrenin merkezindeydi. Bu, tüm Kızılderili kabilelerinin en kalpten inandıkları ortak şeydi ve Gök Baba, Muhteşem Ruh Ana ve Tabiat Ana’yı da kapsardı. Erkek ve kadınlar sabah günlerine başlamadan Hayatın Ustası’na o gün onlara bağışlanan hayatları için teşekkür ederlerdi.
Kutsanmış çembere olan inançları Dünya’nın dönüş yönergesiyle, çevresindeki element ve yıldızlarla sembolize edilir; bunların hepsi Muhteşem Ruh ile bağdaştırılırdı.
Düzlük Kızılderilileri bu gücün hayvanlar, ağaçlar, bulutlar, taşlar üzerinde gücü olduğuna inanırlardı, ne de olsa Dünya ışık ve ısısını tüm akla hayale sığmaz gücüyle birlikte güneşten alıyordu. Hopi Pueblo’ya göre yine Muhteşem Ruh tarafından güç Şaman’a veya Tıp Adamı’na verilirdi – bu yüzden bu kimseler sadece hastalıkları iyileştirmez, aynı zamanda ruhların işaretleri ve rüyaları da yorumlarlardı.
Hopi’nin ruhunu temsil eden bu bebekler, temelde kabile çocuklarına hediye olarak hazırlanmışlardı ve hepsinin farklı bir anlam ve önemi vardı. Kızılderili geleneklerine göre Kaçinalar San Francisco’da ve Arizona’nın eteklerinde gezinen kutsal ruhları taşımaktaydı. Seremoniyal olaylarda, maskeli Hopi Pueblolar ruhları simgeler ve geleneksel danslar arasında şekerle ve farklı tarzda oyuncaklarla beraber bu bebekleri çocuklara dağıtırlardı. Kaçinalar tanrıların, hayvanların veya özel güçleriyle bilinen ölmüş kabile üyelerinin ruhu olarak düşünülürlerdi.
Bu tılsım Ojibwa tarafından doğanın bilgeliğini öğretmek için yaratılmıştı. En eski zamanlardan beri rüya kapanları doğal materyallerden (tüyler ve iplikler gibi) örülegelmiş ve yeni doğmuş çocukların harika rüyalarla dolu huzurlu bir uyku çekebilmeleri için başlarına asılmıştır. Kızılderili geleneklerine göre, gece havası rüyalarla doluydu. Güzel rüyalar rüya gören kişiye giden yolu kapandaki tüylerin hareketleriyle anlardı. Kötü rüyaların kapanda kafası karışırdı. Yollarını bulamazlar, gün doğduğunda yokluğa karışırlardı.
Alıntı