10924707_1537744556499414_3318659002274213831_n

Ne kadarını görmek istiyoruz?

 

Evrenin bize biçtiği değer, ancak bizim kendimize biçtiğimiz kadarıdır. Biz kendimizi nasıl görüyorsak, evrende bizi öyle görüyor.

Biz neler istiyorsak onlara karşılık veriyor. Çünkü bulunduğumuz nokta, baktığımız biçim, içinde bulunduğumuz alanları yaratıyor. Evren bizim gördüğümüz kadarıdır. Biz ne kadarını görmek istersek ya da ne kadarını görmeyi becerebilirsek…

Ne kadarını görmek istiyoruz? İşte asıl soru bu.

Aslında bu bir şuur meselesi değil mi? Bizim bakışımızla ilgili değil mi? Ya da bizim gördüklerimizden ne anladığımızla ilgili değil mi? Ve kendimizce anladıklarımızdan çıkardığımız sonuçlarla ilgili değil mi?

İçinde bulunduğumuz alanda bazen o kadar kayboluruz ki, sanki olabilecek tek gerçeklik buymuş, sanki her şey bu kadarmış gibi gelir. Başka hiçbir açı yokmuş, hepsi bizim gördüğümüz kadarmış gibi… Evrendeki tek gerçeklik noktası, bizim sahip olduğumuz olanmış gibi…

Oysa sonsuz evren içinde o kadar çok oluşum vardır ki! O kadar çok bakış açısı vardır ki! Sadece biz kendi gördüğümüz kadarını, bütünün tamamı zannederiz. Kendi odaklandığımız pencerenin manzarasını,  ‘bütün’ ün manzarası sanırız. Ve hatta kendimizi onun içinde bir yerlere yerleştirmeye çalışırız.

Burada önemli olan, bir an durup düşünmektir. Ve bizim bakmakta olduğumuz, kendimizi odakladığımız düşünce biçiminden farklı daha pek çok düşüncenin olabileceğini akla getirmektir. Kendi penceremizden başka pencereler ve farklı manzaralar olabileceğini anlamaktır.

Böylece odaklandığımız noktayı değiştirerek, diğer pencerelere olanak vermektir. Onların zenginliklerini, çeşitliliklerini görmektir. Ve kendimizi bu yeni pencereler içinde yeni noktalara yerleştirmeye çalışmaktır.

Çünkü siz kendinizi nereye koyarsanız, yaşamda sizi oraya koyar.

Siz kendinizi nasıl görüyorsanız, evrende sizi öyle görür.

Ve bakış açınız, yaşamı algılama biçiminizdir.

Eğer kendinizi değerli hissetmek istiyorsanız, bu değeri ilk önce kendinize siz vermelisiniz. Yaşamın sizi anlamasını beklemek yerine, siz onu anlamaya çalışarak kendi yerinizi ve duruşunuzu belirlemesiniz. Çünkü evren tıpkı bir ayna gibidir. Bize yansıttığı şey, bizim ona verdiğimizden başka bir şey değildir.

Kaynak: Astroset

 

Hakkında Çiğdem Sarıgül

1969 yılında Almanya' da doğdum. 1996 senesinden beri Antalya' da özel bir hava yolu şirketinde çalışıyorum. Kendimi bildim bileli bu evrendeki gerçek rolümüzü, gerçekten nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi araştırmaya çalışıyorum. : )

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

x

Check Also

buddha

DURUGÖRÜ NEDİR?

  En basit tanımıyla Durugörü: Beş duyunun dışında, eşyaları, olayları ve düşünceleri algılama ve ...