YAŞAM ÇİÇEĞİ ve LOTÜS
Yaşam çiçeği, iç içe geçmiş eşit alana sahip çok sayıda çember ve dışında bir büyük çemberden oluşan geometrik şekle verilen isimdir. Her bir çemberin merkezi, çevresindeki altı çemberin çevrelerinin kesiştiği yerdedir. Drunvalo Melchizedek bu sembolün evrenin ve yaşamın sırlarını barındırdığını iddia etmektedir. Yaşam Çiçeğine bazı ezoterik kaynaklar “Atlantis’in Sırrı” bazıları da “Gizemli Lotus” adını vermekteler… Bazı, Ezoterik kaynaklarda Gizemli Lotus, Gizemle Geometri ile özdeş tutulur.
Maya’ lara göre bütün evren bu kutsal küreden doğmuştur. Bizim DNA, RNA’mız bu holografik modelden türemiştir. Bizim hücrelerimizdeki en küçük atomik parçacığın modeli budur. Kadim Mayalar İlahi Nizamın matematiksel doğasını çok araştırdılar.
Yaratılışın doğası 13 ve 20 sayılarının frekanslarını içeriyordu. 13 sayısı sembolik olarak daire ile 20 sayısı da sembolik olarak kare ile ifade ediliyordu. Mayalarda Hunab K’u nun sembolü daire içinde kare olarak gösteriliyordu. Hunab K’u nun anlamı ölçüyü ve hareketi verendir. Maya’ lara göre Hunab ‘Tanrı’ veya Yaradan ve K’u piramid demektir.
Mayalara göre bizim fiziksel bedenlerimiz de piramittir ve içinde Tanrı’ nın gücü vardır. Şimdilik bu gücü aktive etmeyi ve bu güce uygun bir yaşam sürmeyi beceremediğimiz için tüm işlerimiz ters gitmekte ve zorluklardan yani karmadan kurtulamamaktayız. Bu ezoterik bilgiye göre 13 ve 20 sayılarının gücü bizim içimizdeki Tanrının gücünü uyandırıyor.
Bedenimizde 13 ana eklem mevcuttur: Ayak bileklerimiz, dizlerimiz, kalça eklemlerimiz, dirseklerimiz, el bileklerimiz, omuz eklemlerimiz ve boynumuz. 20 tane parmağımız vardır. Döllenme esnasında daire olan yumurtayı döllemek için yumurtanın etrafında muhakkak 13 sperm olması gerektiği tespit edilmiştir.
Eğer 20 parmağımızla 13 eklem hareketini toplarsak bu 33 eder ki bu bizim ışık bedenimizin sayısal ifadesidir. Omuriliğimiz 33 parçadan oluşur. 13 sayısının tam merkezi 7 dir ve bu bizim 7 çakramızın işaretidir.
Mayalara göre 7’nin gücünü kullanabilen 33’ün gücünü de kullanabilir. 13 ve 20 frekansları ay döngüleriyle, güneşle, galaktik zamanla ve dünya zamanıyla uyumludur. Ruhumuz bedenimizi hareket ettirmek için 13 eklemimizi kullanır. Bu frekans Dünyamızın ve Galaksimizin doğal dönemleriyle uyumlu olduğu için 13 ve 20’nin olumlu tesirlerini hem organik yapımızda hem de boyutlar arası enerji akışlarına uyumda görürüz.
Mayaların takvimine göre 13’üncü ışın, takvimdeki en yüksek titreşimdir, dönüşümü temsil eder. 20’nci işaret, ”AHAU” Solar Zihin hem fiziksel hem spiritüel olarak ışığın gizemini açığa çıkarır. Bu işaretlerin elverişli birleşmeleri gezegenimizin daha büyük bir IŞIĞA uyumlanma zamanına girdiğimizin göstergesidir.
13-20-33 sayılarının frekansları bizim içimizdeki Tanrıyı uyandırır.
13: Zeki, yeniliğe açık, araştıran keşfeden, gücü egoistçe kullanmayan demektir. 3 + 1 = 4 eder. Bu sayı, karmik borçları ödemekle ilgilidir.
20: Uyanış, yeni anlam yeni planlar, sabırla, istekle, devamlılıkla gücü dönüşümde kullanabilmektir. Mutluluk verecekleri yaratabilmek ve olumsuzları silme gücüdür.
33: En şanslı sayıdır. Sevginin sihridir. Her alanda şanstır.
Lotüs Sembolü:
Başta Eski Mısır, Hint, Çin ve Japon tradisyonları olmak üzere, birçok tradisyonda kullanılan bir semboldür. Bazı Batı dillerinde Grek mitolojisindeki nimfelerin adını almış olan ve dilimizde “Mısır ak nilüferi” (Latince nelumbo nucifera) adıyla bilinen lotus bitkisi, suda yetişen, nilüfergiller ailesinden bir bitkidir.
Dogon ve Maya tradisyonlarında kullanılan nilüfer (nenuphar, sözcük Eski Mısırca’da çiçeklerin en güzelleri anlamındaki nanufar sözcüğünden gelir) bitkisi ise aynı ailenin bir başka üyesidir. James Churchward’a göre Lotus çiçeğinin sembol olarak kullanıldığı ilk uygarlık on binlerce yıl önce var olduğu sanılan yitik Mu uygarlığıdır.
Lotus sembolü, tasvirdeki rengine, bağlamına ve taç yapraklarının sayısına bağlı olarak değişik anlamlarda kullanılan bir semboldür. Sembolün en çok rastlanan tasvirleri ve simgelediği anlamlar şunlardır:
Hinduizm’de; Lotus, âlemin yaratılmasıyla ve maddenin varlık haline gelişini açıklayan bir sembol olarak kullanıldığında, genellikle ilah Vişnu’yla tasvir edilir. Bu tasvirde, Vişnu tezahür âleminin kökeni olan karanlık ilksel sular üzerinde uyurken, göbeğinden, açmış tacı Brahma’yı (yayılma veya yoğunlaşma prensibi) içeren bir lotus çıkar ki bu, merkezî ruhsal kudret sayesinde âlemin oluşmasını ifade eder.
Lotus goncasının tezahürün kökeni olarak kullanımına Mısır’da da rastlanır. Hindu tasvirlerinde pembe lotüsler bu anlamı taşır, sekiz taç yapraklı olabilirler. Şiva ile ilgili olan mavi lotüsler başka anlam taşır. Kimi tradisyonlarda, maddi bağlılıkları çözmenin, bunları terk etmenin, kendini çevreden yalıtmanın sembolüdür. “Dünyada yaşamak, fakat dünyaya ait olmamak” diye dile getirilen, maddi (dünyevi) veya geçici unsurlardan etkilenmeden yaşayabilmeyi simgeler.
Budizm’de; Üzerinde Sakyamuni Buda’nın tahtı olan lotus, onun yüksek tabiatını, yani karakterini simgeler. Bu, hem Buda’nın hem de ‘Dünya Gezegeni Okulu’nda alınan derslere, yani yeryüzünde reenkarne olmaya ihtiyacı kalmayan varlıkların dünya çamurundan etkilenmeyen karakteridir.
Kısaca, buradaki lotus insanın ulaşması gereken saflığı, “Dünya çamuru”na bulanmamış, cahilliğe bürünmemiş ve aydınlık olan öz varlığını, hakiki doğasını simgeler. Tasvirde lotusun merkezinde bir mücevher varsa, bu mücevher, dharma (İlâhî Yasalar, hakikat, vazife) ve nirvana (‘kurtuluş’) ile ilgili bir anlam taşır.
Lotusun, merkezinde bir ‘Dünya Dağı’ olan Meru Dağı’yla tasvir edildiği tradisyonlarda Yer ile spirituel ‘Gök’ arasındaki irtibat simgelenir. Budist tasvirlerde rastlandığı gibi Hindu tasvirlerinde de rastlanan yedi taç yapraklı lotus öte âlemin (esîrî âlemin) yedili derecelenmesi olan ‘yedi kat gök’ü simgeler. Bin taç yapraklı olarak tasvir edildiğinde vahiy bütününü ya da son tezahürü simgeler.
Çin’de; Çin’de daha çok saflığı, bilgeliği, ahengi ve ruhsal aydınlanmayı simgeler.
Japonya’da; Japonya’da, saflığın, ahlakın ve maneviyatın sembolüdür.
Eski Mısır’da; Kimi sembolizmlerde Osiris’le ve “spirituel güneş” yıldızıyla ilişkilendirilen Horusia ilgili bir semboldür. Kutsal bir anlam taşır. Kimi sembolizmlerde spirituel aydınlanmayı simgeler. Kimi sembolizmlerde reenkarnasyonu, ölümsüzlüğü simgeler.
Kimi sembolizmlerde ise âlemin yaratılmasını ya da oluşturulmasını ifade etmek üzere kullanılır. Kapsülü kapalı, yani taçyaprakları henüz açmamış olarak tasvir edilen lotüslerin simgelediği anlamlar şunlardır:
a- Henüz ruhsal aydınlanmaya erişmemiş varlıkların şuur ve idrak hali.
b- Tanrı tarafından var edilmiş, fakat ruh kudretiyle irtibata geçmemiş olduğundan henüz varlık haline geçmemiş veya dönüşmemiş maddenin ilk hali.
İran’da; Eski İran tradisyonlarında “spirituel güneş” yıldızının sembolüdür.
Alıntı
Bugün yeniden ve gerçekten doğduğumuz Gün olsun…
öyle olsun .. özün özün sözün sözümdür. 1 de buluşalım…