Ruhsal Gelişim Nedir?
Aşağıda resimde görmüş olduğunuz nedir? Benim Facebook sayfamın kaynak kodu. Yani esasında internet adını verdiğimiz gerçekliğin kaynağı. Sunucular ve bilgisayarlar bu verileri iletirler birbirlerine. Sonra bu verileri değerlendirebilen bir başka yazılım olan internet tarayıcısı ki bu Google Chrome’dur mesela, şu anda bu yazıyı okuduğunuz sayfayı oluşturur. Hatta bu kaynak kodunun daha da kökenine inersek, her bir harf bir bittir ve bir bit 0 ve 1’lerden oluşan 8lik dizilerden oluşur.
0 buradan elektrik geçmez, 1 ise geçer şeklindedir. Yani işin ruhunu da elektrik sağlar. Tarayıcımız ne kadar kapasiteliyse ve becerikliyse o kadar güzel, hızlı ve doğru geziniriz internette. Ama Internet Explorer 6 gibi bir tarayıcı kullanıyorsak halen, bize sunulmaya çalışanı olduğu gibi göremeyiz. Bazen de tarayıcımızın algılarını geliştirmemiz gerekebilir. Bu durumda da flash veya javascript ekleyebiliriz. Ama temelinde gezdiğimiz internet aslında budur.
Benzer şekilde aslında yaşadığımız dünya da böyledir. Işık enerjisinden ve ses titreşimlerinden oluşur. Yani bir enerji karışımıdır. Duyu organlarımız bu veriyi alır ve değerlendirmesi için beyne iletirler. Duyu hücrelerimizin gelişkinliğine göre iletilen veriler farklılık gösterebilir. Mesela renk körü bir kişinin, görme hücrelerinin ilettiği veri, olmayana göre farklıdır.
Beyin de gelen bu verileri değerlendirerek, tıpkı Google Chrome’un yarattığı gibi, bir gerçeklik oluşturur ve içinde yaşadığımız dünya ortaya çıkar. Günlük hayatta 4 milyar bitten fazla veri bizlere sunulmuştur, beynimiz verilerin yalnızca yüz binde birini işleyebilir. Yani bizler, bize sunulan dünyanın yalnızca yüz binde birinin bilgisiyle gerçekliğimizi oluştururuz. Yaşadığımız, olabilecek on binlerce hikâye arasından yalnızca seçtiğimiz bir tanesidir.
Bunda da geçmişimizden getirdiğimiz deneyimlerimizin, beynimizin veri işleme süreni etkileyişi ön plana çıkar. Beyin çoğu zaman, yarattığı gerçeklikteki boşlukları, geçmişin anılarıyla doldurur. Yani photoshop gibi davranır, boşlukları örer.
Kısaca anlayacağımız üzere, hiçbirimiz diğeriyle aynı dünyayı görmüyor ve yaşamıyoruz. Önümüzde sayısız senaryo varken, şu anda yaşamayı seçtiğimizi seçiyoruz ve bundan başka alternatifimiz olmadığına inanmışız.
Bu arada dışarıda bulunan milyarlarca bit veri, “Ruh”un ta kendisidir. Biz, “Ruh”un içinde yaşarız. “Ruhsal Gelişim” ise ruhun gelişimi değildir. O zaten sonsuz ve mükemmeldir, baksanıza oturup şu yazıyı yazdığım odada bile kaç milyar veri var. “Ruhsal Gelişim” ise beynimizi ve sinir hücrelerimizi geliştirip, “Ruh”tan daha fazlasını algılamaya ve onları sadece geçmişin anılarıyla değil de, daha geniş bir perspektifle değerlendirip, beynimizin yarattığı gerçekliği başkalaştırma, dönüştürme, geliştirme çabasıdır.
Gerçekliği hiçbir zaman tam anlamıyla algılamamız mümkün olmayacak belki bu dünyada, mevcut bedensel algılarımız düzeyinde ama en azından her zaman daha fazlasını algılayıp, daha berrak değerlendirip, daha başka bir gerçeklik ve senaryo yaratmamız mümkün…
Hasan Sonsuz Çeliktaş – derki.com