SÜMER’E GÖRE GÜNEŞ SİSTEMİMİZİN OLUŞUMU
Güneş sistemimizin ilkel oluşum anından itibaren Sumer’e göre olanlar şöyle gelişiyordu..
APSU ( GÜNEŞ)”başlangıçtan beri varolan”
TIAMAT (İlksel DÜNYA) ”yaşamın kızı”(Bakire Ana)
MUMMU (MERKÜR) “doğmuş olan” Apsu’nun güvenilir yardımcısı ve elçisi.
Apsu ve Tiamat’ın arasındaki uzay boş değil ilksel elementler ile doludur ve her ikisinin suları birbirine karışarak Lahmu (Mars) ile Lahamu (Venüs) doğar. Sonra sırası ile diğer gezegenler..
TIAMAT (İlksel Dünya) Büyük Kuyruklu Yıldızın (Marduk- “Buz Dag”) etki alanına girer ve onun uyduları ile çarpışır.
Bu çarpışma sonrası artık bugünkü bildiğimiz yörüngelerinde dönmeye başlayan Kİ (Dünya) ve KİNGU(Ay) ile Mars üzerinde diğer gezegenlerle arasında bir sınır oluşturan, ( Göklerin sularını ayıran, Göklerle Dünya’yı sınırlayan ) Dövülmüş Bilezik olarak adlandırılan meteor zinciri oluşur.
Yeryüzünde bu çarpışmanın derin izi olarak bilim insanlarına göre Pasifik Okyanusu görülmektedir. Ay’ın harap gezegen haline dönüşümünün de bu çarpışma ile gerçekleşebileceği (Bilim insanları Ay’ın çok sayıda gök cisimlerinin şiddetli çarpışlarına uğradığını belirtmektedir )belirtilmektedir.
Bu çarpışma ile yer yüzü ve ay şu anda sahip oldukları yeni yörüngelerine otururlar. Artık dünya gece ve gündüzünün olduğu bir yörüngeye sahiptir. Yeryüzü ısısı düştükçe buharlar suya dönüşür ve yeryüzü karalar ve okyanuslar olarak ayrılır. Günümüzde kabul gören evrim yer yüzünde şekillenmeye başlamıştır ve yeryüzünde ilksel canlılar oluşmaya başlar.
Tevrat ve İncil’de aktarılan yaratılış öyküsü aynı şekilde yer almaktadır..farklı olarak olanlar Tevrat’ta olanların tamamı Rab ‘a atfedilmektedir.
SUMER YARATILIŞ TABLETLERİ
**** ENUMA ELİŞ****
ENUMA ELİŞ (Yaratılış)
Toplam yedi tablettir.
Her bir tablet yaratılışın aşamalarını aktarır. Son tablette yaratılış tamamlanmış ve güzel bir gök sistemi ortaya çıkmıştır. (Tanrı dinlenmeye çekilmiştir)
Tevrat, İncil ve Kur’an a göre Tanrı altı günde yaratılışı tamamlar. Yedinci gün dinlenir.
SUMER TANRI ve TANRIÇALARI
AN (ANU) (Bellek, Bilgelik,Us)60
ANTU(Dişil anlamdaş) 55
50 ENLİL 45 NİNLİL
40 ENKİ 35 NİNKİ
30 NANNA / SİN 25 NİNGAL
20 UTU / ŞAMAŞ 15 İNANNA / İŞTAR
10 İŞKUR / ADAD 5 NİNHURSAG
SUMER TANRI ve TANRIÇALARI
ØAltı Eril ve altı dişil İlah vardır. Bu büyük Tanrılara ek olarak onların, çocukları, torunları, yeğenleri, kuzenleri vs.. Ayrıca genel görevlere atanmış yüzlerce Tanrı bulunmaktadır.
Bunlara genel olarak ANUN-NAKİ (Gökten Yere İnenler) denir.
Sadece 12 Tanrı büyük Tanrılar grubunu oluşturur.
SUMER TABLETLERİNE GÖRE YARATILIŞ
İNSANIN YARATILIŞI
Yeryüzünde ilkel insanımsı canlı olduğu belirtilmektedir. Bu ilkel insanımsının hayvanlarla birlikte yaşadığı, onlar gibi ot ve et yiyen ve onlar gibi su içen, vücudu kıllarla kaplı konuşamayan ve düşünemeyen, tıpkı hayvanlar gibi her istediği ile çiftleşen, iyiyi ve kötüyü bilmeyen, güzel ile çirkini anlamayan bir yaratık olduğu belirtilmektedir.
(Yaratılış tabletleri ve Gılgameş destanında aktarılan Enkidu’nun gelişimi öyküsü) Sonra Anunnaki’ler yeryüzüne gelir. Yeryüzünde yapmaları gereken işler onlara ağır gelir. Uzun süre tek başlarına çalışırlar daha sonra büyük Tanrı’dan kendilerine yardımcı olması için bir Amelu (İlkel İşçi) yaratılmasını istediler.
Büyük Tanrı bu dileği ve şikayetlerin haklı olduğuna karar verdi ve bir amelu yaratılması için görevi büyük bilim ustası ENKİ ’ye verir. ENKİ “sözü edilen yaratık yeryüzünde var” der. “Zaten mevcut olan bu kaba insanımsı yaratığın üstüne Tanrıların suretini oturtalım aradığımız AMELU doğar ” diye yanıtlar.
ENKİ uzun yıllarca süren uğraş sonunda Tanrıların ve mevcut yaratığın kanından bir canlı yaratır. Sevgili eşi Ninki ilk yaratılanı taşır tam 10 ay dönümü. Ve sonunda beklenen gün gelir ADEPU (Lu Amelu) (İşçi Oğlu) (Kırmızı kil ya da kandan olan anlamında) doğar.
TANRILAR BÜYÜK ŞÖLENLE KUTLAR BU MUTLU GÜNÜ.
Dokku ( Dokuma / Doku ) odalarında EA ( ENKİ) ve Ninhursag ya da NİNTİ
( Hemşire,Yaratıcı yardımcısı,Yaşam veren Hanım, Kaburga Kemiğinin Hekimi-Hanımefendisi) ve sekiz ayrı organdan sorumlu Tanrı ve Tanrıçalar ( Hekimlikte Uzmanlık ) artık çok sayıda amelu üretilebiliyordu. Her seferinde Tanrılar/Tanrıçalar DOKKU odalarında yedi dişi yedi erkek üretebiliyorlardı.
Yaratılan bu canlı bilmekten yoksundu, Tanrıların işlerini görmek amaçlı Aden bahçesinde çıplak olarak çalışıyordu. Bunlardan en önemlisi üremiyordu.
Aden bahçesinde bir süre sonra, ( kırık tabletler yüzünden gerçek nedenleri bilemiyoruz ) Tanrılar arasında çok ciddi bir çatışma olur. Enlil ve Enki birbirlerini suçlarlar. Kızgın Enki sadece sureti ile Tanrı’ya benzeyen değil bu kez bilmesi ile de Tanrı ile özdeş olan artık tamamen Tanrılardan birisi olanı yaratır. İNSAN..
İNSAN Tanrılarına her şeyi ile benziyordu. Ve An/u ( Büyük Tanrı) “İşte şimdi kendiniz gibi olanı yarattınız, sizin gibi her türlü iyiliği ve kötülüğü bileni”.O da artık acılar çekerek doğuracak..
YARATILIŞ
Tevrat, İncil, Kur’an yaratılış öyküsü bazı yerlerde bozulmuşsa da hemen tümü aynıdır. Büyük bilim insanı ve bilge hekim Enki uğraştığı iş ve yaptığı eylemler ile özdeşleştirilerek, ( uğraş alanı olan DNA’nın yapısına benzeyişi nedeniyle de sanırım ) her zaman yılan (İncil: Nahaş=yılan Sumer: NHSH= yılan/ deşifre etmek, arayıp bulmak,.) figürü ile resmedilmiştir..
Yaratılan Adem ve Havva bilmeyi öğrenince Enlil tarafından Aden’den kovulmuş Aden’in doğusuna yerleştirilmişlerdir.. Sonra da pek çok çocukları olmuştur.
Tanrılar ve Tanrıçalar kendileri gibi olan yer oğullarını ve kızlarını (Ki-Engi) beğenip sevdalandılar.. Cinsel ilişkilere girmeye başladıklarında ise….!!..
En büyük Tanrı ya da yüce İlah (AN) “Yeter” diye bağırdı..
“Ruhum insanı sonsuza dek korumayacaktır; hata yaptı, çünkü etten bedendir.”
Çünkü insan hayvani köklerine dönüyordu..
BÜYÜK FELAKET “TUFAN”
Artık bir karmaşa vardı ve bu insanlar çok gürültü yaparak Tanrı/çaların huzurunu bozuyordu. Aslında kaçınılmaz felaket olan son buzul çağının sona ermesi bunun için fırsattı.. İnsanlar habersizdiler ve hepsi sulara gömülüp yok olacaklardı..
Enki saf ve temiz olan Zi-Usu-Dra’ya ( Türkçe fonetik ile okunduğunda; İzi Su Tengri) yeni bir nesil oluşturabilmesi için duvarın (kamışların) ardından bilgi verip bir gemi yapmasını sağlamasa idi..
Tufan yerde ne var ne yoksa hepsini yok ediyordu.. Tanrılar yer yüzünden uzakta olan biteni gözlüyorlardı..
Bir tablet onları anlatıyor.
“Tanrılar köpekler gibi korktular, dış duvara dayanıp çömeldiler.. İnanna doğum sancısı çeken kadın gibi bağırarak, Heyhat eski günler kile döndü dedi.. Anunnakiler ve bütün Tanrılar onunla birlikte ağladılar..”
Tufan bitip Nuh (Zi Usu Dra ) Tanrı/çalar için kurbanlar kesti.. Pişen etlerin kokusu Tanrı/çaların iştahını açtı hepsi bir bir yeryüzüne inip kendileri için hazırlanan sofranın başına geçtiler.
Ve Rab (Tekvin) “İnsanın yüzünden artık toprağı lanetlemeyeceğim çünkü insanın tasavvuru gençliğinden beri kötüdür”
Alıntı…