pedra vimana

Mahabharata Destanı’nın Uçan Daireleri Vimanalar

 

“Bu günümüz, dünün düşünceleridir, şimdiki düşüncelerimiz yarınımızı inşa edecektir, yaşamımızı düşüncelerimiz yaratır.”

Hindistan’ın ulusal destanı Mahabharata “İnsanlığın Öyküsü” anlamına gelir. Destanda uzak geçmişte kaybolan bir uygarlık ve çok büyük bir savaş anlatılır. Savaş, ilk bakışta klanlar arası basit bir çatışma gibi görünse de, aslında tüm gezegenin egemenliği yolunda bir kavgadır. Ve sonunda öyle bir savaş başlar ki tüm evren yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Kullanılan silahların bazıları (ok, balta, kılıç, mızrak gibi) dünyasal, bazıları ise (ışınlar, atomik silahlar, uçan araçlar gibi) tanrısaldır.

ancient-Vedas-aviation

Destanın kahramanlarından Krishna ´nın da bulunduğu Vrishni´ler (antik bir klan), Salva adlı bir lideri kuşatırlar. Bunun üzerine zalim Salva her yere gidebildiği Saubha adlı arabasına binerek “yükselir” ve sayısız cesur Vrishni genciyle beraber tüm bir kenti harabeye çevirir.

Saubha adlı araç savaşın yönetildiği bayrak gemisidir. Ve Salva´nın yaşadığı başka bir kentte bulunmaktadır. Yani oradan kalkıp, savaş alanına getirilmiştir.

Buna karşın Vrishni savaşçılarının da benzer silahları vardır. Pradyumna adlı kahraman özel bir silah kullanır, bu silah en yüksekteki tanrıları dahi durdurmaktadır. Silah için “savaş alanındaki hiçbir insan onun oklarından kurtulamaz” tanımı yapılır. Ve Salva, Krishna ´ya doğru düşer,

Krishna, Salva´nin düşüşünü izlemeye başlar. Fakat Saubha adlı araç göklere, özgün tanımla adeta yapışmıştır. Krishna tüm silahlarını durmaksızın ona doğru fırlatır. Gökte yüzlerce güneş ve ay belirir, yüzlerce yıldız doğar. Ne gece ne de gündüz vardır, zaman anlaşılamaz.

ellora-caves-vimanaKrishna´nın, Salva´nın saldırılarını savuşturmak için kullandığı silahlara ait, ses ve etki tasvirleri, aynen günümüz modern silahlarına benzemektedir:

“Onları savuşturdum, bir hayal gibiydiler. Hızla vuran sütunları yolladığımda, gökler parladı ve parçalara ayrıldılar. Gökte büyük gürültüler oldu.”

Ve sonra Saubha´nın görünmez olduğu anlatılır. Sanki Krishna hedefi hiç şaşırmayan akıllı bombalar kullanmaktadır. Bu arada atılan bir okun sesiyle savaşçılar ölürler, Salva´nın askerleri “Danavalar” acı çığlıklar atarak yerlere düşerler.

Onları güneşe benzer parlaklığı olan okların sesi öldürür. Sauba kaçmak için karşı saldırıya kalkışır, o zaman Krishna “özel ateş silahı”nı kullanır.

Bu silah güneş şeklinde halesi olan bir disk şeklindedir. Ve disk, Saubha´yı ikiye böler. Uçan “kent” gökten yere düşer ve Salva ölür.

mahabharata_warBu olay, Mahabharata´nın sonudur. En garip silahlardan birisi Pradyuma´nın kullandığı özel oktur, bu okun öldürücü gücünden hiç kimse, hatta tanrılar dahi kurtulamaz. Agneya´nın kullandığı silah ise, alevli ama dumansız ateş okudur.

“Derken savaş alanına birden bir karanlık yayılır, kimse çevreyi göremez ama gece olmamıştır. Vahşi bir rüzgâr başlar, bulutlar kükrer, toz ve çakıl taşları yağmaktadır. Doğa dengesini yitirir, güneş gökte sallanmakta, dünya titremekte, korkunç silahtan yayılan kavurucu sıcaklık, her şeyi yakmaktadır.”

 

 

bcb

“Filler alevler içinde, çılgın gibi oradan oraya koşuştururken, diğer canlılar buruşarak yere düşmektedir. Vahşi ışınlar gökten yağmur gibi yağmaktadır. Ve ateş fırtınasının yanı sıra Gurkha´nın silahının sesini duyanlar da ölürler.”

Bütün bunlar, nükleer bir patlamanın yanı sıra ardı sıra gelen radyoaktif çöküntünün de bire bir tarifi gibidirler.

Gurkha´nın çok hızlı ve güçlü bir Vimana´sı (hava aracı) vardır; Vrishni´lerin ve Andhaka´ların üç kentine uçar ve saldırır, evrenin tüm gücünü taşımaktadır.

 

Vimana_god_war_2

Hint metinlerinde uçan araçlara “Vimanalar” denmektedir. Destanlara göre, Vimanalar iki katlıdır ve daire biçimindedir. Kubbelerinde bir giriş tüneli vardır. Yani tam anlamıyla bir uçan daireye benzerler.

Rüzgâr hızıyla uçarlar ve melodik bir ses çıkarırlar, Vimanalar´ın dört türü vardır. İnanılmaz ama bazıları tabak şeklinde, bazıları ise uzun silindir şeklindedirler…

Vimanalar çeşitli şekil ve boyutlarda iki tür olarak anlatılır; ´Ahnihotra-vimana´nın iki motoru veya sistemi vardır, ´Elephant-vimana” ise daha gelişmiş bir araçtır. Ayrıca, “Kral balıkçı”, “İbis” adlı ve başka hayvan adlarının da verildiği Vimana türleri de anlatılır.

Kaynaklarda bir izolasyon veya tahrifat yoktur, savaşlarda fantastik silahlar, uçan araçlar kullanılmıştır.

 

wwb_img272

Bunlara epik Hint destanlarında çok sık raslanır. Hatta Ay´da gerçekleşen bir savaşta yer alan “vimana-Vailix”den söz edilir. Kısacası atomik bir patlamanın tüm etkileri ve özellikle de insanları öldüren radyoaktif etki Mahabharata’ da çok belirgindir. Mohenjo-Daro´daki Rishi kentini kazan arkeologlar, caddelerde yatan iskeletler buldular, bazılarının yumrukları sıkılıydı. Sanki bir anda ölmüşlerdi, en azından bir kıyametin yaşandığı kesindi. Ve iskeletlerde tespit edilen radyoaktivite, en azından Hiroshima ve Nagasaki düzeyindeydi.

Mohenjo-Daro, ızgara biçiminde planlanmış mükemmel bir kenttir; su sistemi bugün Hindistan ve Pakistan´da kullanılan modern sistemlere benzer. Antik kentin caddelerinde kalıntı olarak siyah cam kümeler bulunmuştur. Bunların cam küreler olduğu sanılmaktadır ve bulunan kil çömleklerin çok yüksek ısıya maruz kalarak eridikleri keşfedilmiştir.

Mahabarata´nın bir bölümü olan Dronaparva´da ve Ramayana’ da özelikle belirtilen küre şeklinde bir Vimana vardır. İnanılmaz bir hıza ulaşmakta ve ardında büyük bir hava akımı bırakmaktadır. Hareketleri bir UFO gibidir, her yöne gidebilir, yön değiştirmesi ani çok hızlıdır, son hızla giderken aniden durup, yine aynı hızla ters yöne gidebilir.

´Samar´ adlı başka bir Hint destanında Vimanalar demir makineler olarak tanımlanırlar ama yumuşaktırlar ve örgü gibi yüzeyleri vardır. Cıva ile şarj olurlar ve arkalarından kükreyen bir alev püskürür. Daha da ilginci Samaranganasutradhara´ adlı antik metinde Vimanalar´ın nasıl yapıldığı anlatılır ama uygulanması için yeterli çözümleme henüz yapılamamıştır;

“Bir gök arabasıydı, insanları Ayodhya kentine taşıyordu. Gök bu harika uçan araçlarla doluydu, gece karanlığında yaydıkları sarımtırak göz kamaştırıcı ışık göğü aydınlatıyordu.”

Kaynak: Yeni Jenerasyon

Resim Düzenleme: Çiğdem Sarıgül

Aşağıda Veda’ larda tarif edilen Vimana çizimleri ve Vimana benzeri yapılar:

 

 

Hakkında Çiğdem Sarıgül

1969 yılında Almanya' da doğdum. 1996 senesinden beri Antalya' da özel bir hava yolu şirketinde çalışıyorum. Kendimi bildim bileli bu evrendeki gerçek rolümüzü, gerçekten nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi araştırmaya çalışıyorum. : )
x

Check Also

a12ef2d9491d550e87de06cf61048f8c

İlk Önce Kendini Düzelt!

  Doğanın, yeşilin elden gittiğini düşünüp, tepki gösterip açık havada iğrenç sigara dumanıyla havamızı kirletenler, yerlere ...