NİYET – Deepak Chopra
Evrende olup biten her şeyin başlangıç noktası niyettir. Ayak parmaklarımızı oynatmak veya karıma hediye almak veya bir bardak kahve içmek veya bu kitabı yazmak. Bunların hepsi bir niyetle başlarlar. Bu niyet her zaman sınırsız veya evrensel zihin de diyebileceğimiz seviyeden kaynaklanarak insan zihni vasıtasıyla vücut bulurlar. Ve bir kez sınırlandırıldıktan sonra da gerçeğe dönüşürler.
İşin aslı, şayet niyet olmasaydı, maddesel gerçeklik de var olamazdı. Niyet beyindeki sınırsız senkronize korelasyonu harekete geçirir. Ne zaman bilişsel veya algısal bir somut gerçeklik ortaya çıksa beynin birbirinden bağımsız bölgelerinde bulunan nöronların bir çeşit “faz ve titreşim kilit pozisyonu“na girdikleri gözlemlenir. Bu yaklaşık kırk hertz civarında -saniyede kırk devir- sınırsız bir senkronizasyondur. Bu senkronizasyon aynı zamanda bağlayıcıdır ve bilişim için gereklidir. Bu olmadan kimseyi olduğu şekliyle göremez, bir evi ev, ağacı ağaç veya herhangi bir fotoğraftaki suratı surat olarak seçemezdiniz.
Sadece siyah ve beyaz noktalar, sağa sola serpiştirilmiş çizgiler ve kâh karanlık kâh aydınlıkta kalan çeşitli imajlar görürdünüz. Aslında sizlerin algı dünyanızdaki objeler beyninizde sadece “aç-kapa” şeklinde kayıt olan manyetik sinyallerden ibarettir. Niyet sayesinde tanzim edilen noktalar, beyazlar, siyahlar, sağa sola saçılmış çizgiler, elektrik akımları vs. hepsi birer bütüne, dünyanın resmini öznel bir tecrübe olarak şekillendiren bir Gestalta dönüşüverir.
Dünya resimlerden oluşmaz ama bu aç-kapa şeklindeki impulslardan, bu noktalı dizeler veya noktalardan, gelişigüzel görünümdeki elektriksel ateşlemelerin oluşturduğu dijital kodlardan meydana gelir.
Senkronizasyon niyet sayesinde tüm bunları düzenleyerek beyinde algılanacak bir tecrübeye dönüştürür -ses, doku, şekil, tat ve koku. Siz de mutlak zekâdan kaynaklanan olarak bu tecrübeyi adlandırır ve birdenbire öznel bilincinizde maddesel bir nesne yaratırsınız.
Dünya, niyet tarafından idare edilen senkronizasyon sayesinde maddesel nesnelere dönüştürdüğümüz bir Rorschach lekesi (bir dizi mürekkep lekesi resmine kişinin verdiği tepkileri temel alan bir psikiyatri testi) gibidir. Dünya gözlemlenmeden önce ve sinir sistemimiz de herhangi bir şeyi gözlemlemeye niyet etmeden önce, bireyin tavırları, çekişmeleri doğrusal olmayan bir kaotik hareketlilik düzleminde ve dinamik yapıdaki (sürekli değişen) bir çeşit kararsızlık (tutarsız hareketlilik) durumu içerisindedir. Niyet senkronize bir şekilde, sınırsız evrendeki oldukça değişken, kaotik ve birbirinden bağımsız görünümdeki hareketleri, son derece düzenli, kendi kendini idare edebilen dinamik bir sistem şeklinde düzenler.
Ve bu sistemde kendini gözlemlenmiş dünya ve o dünyayı gözlemlemeyi sağlayan sinir sistemi olarak açıkça belli eder. Niyet sinir sistemi sayesinde idare edilmesine rağmen, sinir sisteminden kaynaklanmaz. Buna rağmen niyet idrak ve algılamaktan daha fazlasından sorumludur. Öğrenmek, hatırlamak, çıkarımlarda bulunmak, sebeplenmek ve motor hareketlerimizin hepsinden önce niyet vardır. Niyet yaratmanın temelidir. Kaderimiz ise sonuçta en derin arzularımız ve en derin niyetlerimizden kaynaklanır. Kader ve niyet birbirine yakından bağlıdır.
Deepak Chopra