Deliberation-by-Mario-Sanchez-Nevado

Utanıyorum!

Topluma mal olmuş bir insan göçtüğünde, utanıyorum bazen paylaşmaya. Çünkü yakından takip etmemişimdir önemli bir insan olduğu halde ya da keşfedememişimdir. Sonra da düşünüyorum; ölümünü paylaşırsam ne kadar etik olur acaba diye.. Çok fazla ölüm haberleri paylaşmayı da uygun bulmuyorum. Çünkü 3-4 gün sonra içimin sızlaması geçiyor ve sonra tekrar komik paylaşımlar yapıyorum. Bunun ölçüsü ne acaba diye düşünüyorum. 3 mü, 4 mü, 1 hafta mı? Çünkü ölen kişinin yakını değilim, şahsen tanımıyorum. Sadece kendimi geride kalanların yerine koyduğumda tüylerim diken diken oluyor. Tabii ki bu da geçici.

☣️ Dünyada ölümcül bir virüsün yayıldığını tam olarak idrak edemiyorum yakınımıza sıçramadığı sürece. Ben yine güncel meselelerimle meşgul olmaya devam ediyorum. Önlem almayı düşünsem de birlik olamadığımız için bir işe yaramayacağını biliyorum. Hala nereden geldiği belli olmayan paralara dokunuyoruz. Ya da seyahat ediyoruz…

Savaşta şehit olan yavrulara üzülüyorum ama paylaşmaya utanıyorum. Çünkü geride kalan ebeveynlere acıyorum ve iyi ki benim oğlum yaşıyor diyorum. Üzülüyorum sonra yine haftaya aklımdan çıkıyor. Çünkü sıcağı sıcağına şahit olmuyorum bu acıya. Çünkü ne kadar paylaşsam da benim hayatım normal bir şekilde devam ediyor, müzik dinliyorum, komik bir şeye gülüyorum, seviniyorum bir duruma vs…

Sonra kendi hayatımı düşünürken, bu kadar da kendime haksızlık yapmam doğru mu diye düşünüyorum. Çünkü benim de defalarca (hiç paylaşmam) hastanede canım yanarken bir yerlerden gülme sesleri duyuyordum. Ya da karanlık bir girdabın içine girdiğimi hissettiğim zamanlarda etrafımdaki insanlar gayet mutluydular. Ya da yıllar evvel kardeşimi toprağa verip akşam evde toplandığımızda bir kaç yüz metre yakınımızda kutlama yapılıp, havai fişekler atılıyordu. Bu yüzden acımı idrak edemeyenlere kendimi bilmeye başladığımdan beri kızmıyorum. Bu dünyadaki en doğru laflardan biri;

Ateş düştüğü yeri yakar.

Birazcık yanan kişilere destek olabiliyorsak ne mutlu bizlere.
Bu yazıyı paylaşmaya utanmıyorum ama. Çünkü sürekli savunduğum bir şey var, o da hiç birimizin masum olmaması. Bu dünya da en çok idrak ettiğim durumlardan biri.
Bu platformda zorluk yaşayan, yakınını kaybeden, kendini kaybeden, ekonomik durumu kötü olan, hasta olan herkesin güçlü ve sabırlı olmasını diliyorum. Buradan ayrılanların ruhları şad olsun. Umarım herkes kendi zor süreçlerini en az hasarla atlatır bu dünyada.✨☯️☮️

Çiğdem Sarıgül – Şubat 2020

Hakkında Çiğdem Sarıgül

1969 yılında Almanya' da doğdum. 1996 senesinden beri Antalya' da özel bir hava yolu şirketinde çalışıyorum. Kendimi bildim bileli bu evrendeki gerçek rolümüzü, gerçekten nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi araştırmaya çalışıyorum. : )
x

Check Also

a12ef2d9491d550e87de06cf61048f8c

İlk Önce Kendini Düzelt!

  Doğanın, yeşilin elden gittiğini düşünüp, tepki gösterip açık havada iğrenç sigara dumanıyla havamızı kirletenler, yerlere ...