Çiğdem Sarıgül Özel Yazılar

Dünyalı Olarak Aslında İlk Önce İnsan Olmayı Öğrenmeliyiz

 

Geçen aylarda dindar ama anladığım kadarıyla dar kafalı olmayan bir bey, takip ettiği paylaşımlarıma ve yorumlarımdaki bakış açıma dayanarak, bana inancımı merak ettiğini yazdı mesajında. Bende aşağıda kopyalayıp, yapıştırdığım cevabı verdim kendisine. Paylaşayım dedim sizlerle;

Kendimi bildim bileli din ile pek alakam olmadı. Her hangi bir etiketi de alnımın ortasına yapıştırmak gelmiyor içimden. Ben neysem oyum. Bize plan gereği kısıtlı bir anlayış kapasitesi verilmiş ve bu aciz halimizle gerçekleri bulmaya çalışıyoruz.

Ben hepimizin bütünün bir parçası olduğumuzu kabul ediyorum. Başka yerlerde de yazdığım gibi çok büyük bir planın parçasıyız ( her ne kadar bu plandaki önem derecemizi daha çözemediysem de…). Bir şeyleri araştırmaya çalışırken ve araştırdıklarımı paylaşırken elimden geldiğince komik duruma düşürmemeye çalışıyorum kendimi.

Anlaşıldığı gibi tabii ki evrende yalnız olmadığımızı kabul ediyorum. Evrende sayısını bilemeyeceğimiz türler var ve hepsinin hiyerarşik bir düzende ilahi yasalara göre vazifeleri var diye düşünüyorum bazı kaynakları dikkate alarak. Dünyalı gibi düşünmediğimizde her şey göreceli olduğu için aslında ortada iyi, kötü, güzel, çirkin diye bir şey de yok zaten. Dinleri insanların yarattığını düşünüyorum.

Yani bence şöyle denilmedi: Sen Hristiyan ol, sen Yahudi, sen Müslüman, sen Budist!! Bir sürü rehber yollandı dünyamıza bizi adam etmek için (ya da kadın etmek için!). Her gelen aslında bir evvelkini de doğruladı belki. Ama bizim insanlarımız hepsini ayrı görüp, uğrunda savaştılar. Allah adına, Tanrı adına… Manitu adına.

Ben her ruhun aynı kaynağa ait olduğuna inanıyorum şimdilik ve bu konuda da çok esneğim. Yani bilinçlendikçe yeni şeyler keşfediyoruz. Belki farklı bilgiler keşfedeceğim ileride. Sabit fikirli olmamak lazım bence.

Çok büyük konuşmamak lazım. Çok basit bir insanım, karmaşıklık bana göre değil. Hep söylediğim gibi…

Dünyalı olarak aslında ilk önce insan olmayı öğrenmeliyiz. Kafamız yukarıda Tanrı’ yı, dünya dışını merak etmeden önce sunulan hayatı ilk öce çözmeliyiz. Çünkü ne kadar merak etsek de hiçbir zaman bu bedeni terk etmeden önce tam olarak gerçekleri öğrenemeyiz. Koşulsuz olarak herkesi olduğu gibi kabul edip, değer vermeliyiz….ki bu çok zor.

Her canlının bizim geldiğimiz yerden geldiğini bilip, aramızdaki bağı görebilmeliyiz. Karşılığında bir şey beklemeden yardımlaşmalıyız. Birçok arkadaşımın aksine ben bir başkasının inançlarına (olgunlaşmaya başladığım zaman) hep saygı duydum.

İnsanlar birbirlerini böldüler şu an olduğu gibi. Ne zaman benim kabul gördüklerime saldırılır o zaman kendimi savunurum. Ama nasıl?..

Din ile ilgili çatışmanın ne kadar anlamsız olduğunu anlatarak tabii ki. Ve bunun için de kendime bir etiket yapıştırmak zorunda değilim. Ben yapılmışım, varım, olmaya çalışıyorum… Olgunlaşmaya, tekâmül etmeye.

Çiğdem Sarıgül –  09 Aralık 2014

Çiğdem Sarıgül

Çocukluğumdan beri bu evrendeki gerçek rolümüzü, gerçekten nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi araştırıyorum. : )

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu